Son zamanlarda pek kitap okuyamıyorum. Bu nedenle kısıtlı zamanımda güzel kitaplar okumaya gayret ediyorum. Mesela Ahmet Ümit’in Sultanı Öldürmek kitabını birkaç arkadaşımın çok güzel tavsiyesi ve kitabın popülerliği ile okumaya başladım, fakat kitap hiç sarmadı. Hem de hiç! İlk 50 sayfa sonrasında giderek daha yavaş ve sıkıcı bir hal aldı. Emeğe saygısızlık etmek istemem kesinlikle, bu benim görüşüm. Bana hitap etmedi yani.Sonra annem Zülfü Livaneli’nin Serenad’ını okudu. Birkaç yorum ve tavsiye de gelince üstüne gece aniden okumaya başladım. Bu kadar olur. Elimden düşüremedim. Gece ev ahalisi uyurken, sabah serviste, öğle yemeği aralarında, hatta sabah bilgisayarın açılmasını beklerken okudum. Birkaç gün içinde de bitiriverdim.
Bazı kurgusal aksaklıklarına karşı, sürükleyici bir dil. Tarihten, fazla bilinmedik, ne yazık yaşanmış birkaç olaya işaret etmesi açısından doyurucu. 2. Dünya Savaşı yıllarında birkaç ülkenin vebaliyle yaşanan, mülteci Yahudilerin göz göre göre bir gemide ölüme terkedilişlerinin iç acıtıcı öyküsü Struma. Yine o yıllardan Mavi Alay adıyla bir grup Kırım Türk’ünün Boraltan Köprüsü üzerinde bile bile ölüme gönderilişleri. Ve mübadele zamanlarında pek çok ulus gibi kendini gizlemek zorunda kalan Ermeni’lerin hikayesi.
İçim acıyarak, insanlıktan utanarak, bu ülkenin tarihiyle olan ilişkisine bir kez daha hayretle şahit olarak okudum kitabı. Tavsiye ederim.
“Serenad – Zülfü Livaneli ve Sultanı Öldürmek – Ahmet Ümit” için bir yanıt