
Yok kardeşim, doğduysan bir kere yaşayacaksın. İçini karartmayacak, enseyi göstermeyeceksin. İnadına yaşayacaksın, inadına umut edeceksin. Hele de yetinmedin bir canınla, bir de dünyaya bir canlı daha getirmiş, anne-baba olmuşsan başka çaren yok. Seve seve, güle güle sevgiyi büyüteceksin içinde. Barış dolu bir düya için elini o ağır taşın altına koyacaksın. Hem de hiç gocunmadan, hiç söylenmeden, taşın ağırlığı altında ezilmeden. Ha baktın yük oldu hayat sana, hemen derin bir nefes alacak, önce ailene, sonra doğaya döneceksin yüzünü. Yola devam edeceksin. Yok kardeşim, hakkını vereceksin aldığın nefesin, bedenin, sana emanet bu canın / canların.
Işık görmüş tavşana döndük hepimiz. Yok haksızlık etmeyelim, bazısı cahilliği ve vurdumduymazlığı ile çok mutlu. Biz sistem adamı olmaya direnenler, okuyan, yazan, araştıranlar, daha iyi olanın farkında olup, bunu gerçekleştirebilme mücadelesi verme bilincinde olanlar kalakaldık. Ülke kevgir sanki. Ne koyarsan üstüne sızdırıyor meret. Yukarda kalan tortu olacaksın kardeşim. Dibine gelen çeri çöpü ittireceksin, yaşayacaksın sağlam kalanlar olarak.
Kusura bakmasın kimse, ötekileştirmek değil, küçümsemek hiç değil. Ama durum analizi de mi yapmayalım yani. Tamam hepimiz insanız ama, derdine çare olan doktor, hastasından daha kıymetli olmasın mı? Gün gelir bir derde daha derman olur. Doğaya saygılı işler için çırpınan mimarın, bulduğu boşluktaki ağacı kesip yamuk yumuk bina diken müteahitten daha çok değeri olmasın mı? Gün gelir o mütehaitin torunlarına nefes olur o ağaç.
Elimizden geleni yapacağız. Sadece ailemiz, çocuklarımız için değil üstelik. Bu şehir, bu ülke, bu dünya için. Siz bir fidan dikersiniz, gün gelir yolda kalmış biri onun meyvesinden karnını doyurur. Siz bir yazı yazarsınız, gün gelir dünyanın bir ucunda bir kadına fikir verir. Siz bir yardım eli uzatırsınız, dünyanın dengesinde bir taş daha yerine oturur.
Az yok, yetersiz yok, gereksiz yok, anlamsız hiç yok. Siz yaşayın hakkını vererek, anlatın dilinizin döndüğünce bırakın uzaya. Emin olun sizin içinizde yankılanan o ses gibi, sizin soluğunuz da tam yerine varır. Dünya daha güzel döner.
Bırakmak yok mücadeleyi. Öyle ya da böyle. Burda ya da orda. Nasıl gerekiyorsa, nasıl yapılabiliyorsa. İnadına barış, inadına sevgiyle…