Çok Pişmiş “Burnt”

Çok PişmişBurnt” filmini seyrettim dün akşam. Klasik bir Hollywood Bradley Cooper filmi diye başlayan filmin sonunda ummadığım düşüncelere sevk oldum.

burnt-poster

Film 19 yaşında Fransa’ya gelip, usta bir aşçının yanında çalışmaya başlayan, son derece yetenekli bir şefin hikayesi. Bu şansı uyuşturucu ile batıran ve kendine verdiği 1.000.000 midye ayıklama cezasından sonra yeniden sahalara dönen şefimizin mücadelesini izliyoruz. Bradley Cooper karakteri öyle güzel canlandırmış ki, onunla beraber hem büyüme sancılarını, hem de yemeğin hazırlanma telaşını yaşıyorsunuz. Harika tabaklar da seyirlik bir tat veriyor.

01-bradley-cooper-burnt-kitchen-in-movie

Sonra adamın içine düştüğü durumu, çabasını, çocukluğunu, cesaretini, sorgulamalarını düşündüm. Bizi, hem kendimi, hem de toplumumuzu uyarladım bu duruma. Aklımda evirip çevirdiklerim şunlar oldu:

Toplum olarak nasıl da başkasını suçlamaya, başımıza gelen herşeyin sorumlusu olarak diğerlerini görmeye meyilliyiz. Ya çocukluğumuz pek fenadır, ya ailemiz bize iyi bir eğitim veya sermaye vermemiştir, ya öğretmen bize takmıştır, ya müdür egomanyaktır, ya eşimiz anlayışsızdır ya da çocuklarımız çok zordur. Bize bizden başka dost yoktur, zira tüm diğer dünya ülkeleri bizim kötülüğümüz için sıraya girmiştir. Aman da ne zordur şu hayatımız, ne kadar da şanssız insanlarızdır. Oysa aslında hep iyilik ister, deli gibi çabalarız. Yalan. Koca bir yalan.

İnsan istemeye görsün, gücünün farkına ancak o zaman varıyor. Dayatılan, öğretilen, kabul gören yaşamdan bir kafasını kaldırsa, kendiyle karşılaşıyor. Kabullenmek zorunda değiliz genel geçerleri. Bir tek hayatımız var. Onu da dilediğimiz gibi yaşamak en doğal insanlık hakkımız. Ama bunu bize başkalarının sağlamasını beklemek, tek kelime ile bencilce bir salaklık. Kendin farkına varacaksın dostum, çabalayacaksın, göze alacaksın, bedelini ödeyeceksin. Sonra da iç huzurunla, başarınla mutlu olacaksın. Hakettiğine inandığı, uğruna çaba göstermeyi göze aldığı hayatı yaşıyor insan.

Burada en büyük yanılgı, genel geçerin insanı mutlu ve tatmin edeceği bana kalırsa. İyi bir okuldan mezun olur, ruh bedenden ayrılırcasına çalışır, müdürü ve sistemi memnun edersen; o evde oturur, iyi paralar kazanır, çocuklarını en şahane okullarda okutur, 5 yıldızlılarda tatil yapar, o ayakkabıya da sahip olursun. Aman ne büyük mutluluk. Bu mudur senin yaşam hedefin. Seni, yastığa başını koyduğunda huzura garkedecek yaşam böyle günlerden mi oluşuyor? Eğer öyleyse, doğru yoldasın kardeşim, aynen devam.

ozdeyis_net_resimli_ozlu_sozler_e-motivasyon_net_yol_acmak_sozleri

Fakat değilse, suçu başka yerde aramayı bırak. Mağdurun gücüne sığınma artık. Kendine gel. İpleri sahiplen. Yaşayacaklarını göze al. Dik dur. Vazgeçme. Emin ol. Kendine güven. Sonunda elde edeceğin o huzuru, gururu, tatmini, mutluluğu düşün ve harekete geç.

Ha dersen ki ben yapamam. O zaman elindekiyle mutlu ol güzel kardeşim. Bırak sızlanmayı, kurban rolüne sıkışıp kalmayı. Bi gül be artık. Kabul et, buysa budur. Senin hayatın sonuçta, senin kararın, senin gücün…

Çocuklarımıza verebileceğimiz en güzel şey, hayatı diledikleri gibi yaşama özgürlüğü ve bunun için gerekli güce sahip olduklarına dair inançtır.

Çok Pişmiş “Burnt”” için bir yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s