Kendimize soralım: Bu bir savaş mı? Terör mü? Ortadoğu ülkesi olup olmamak arasında arafta kalan yurdumuzda olağan bir durum mu? Dünyayı bir sonraki kuşağa hazırlamak için yaşanması gereken bir evre mi? Üzerinde fazla düşünmeye gerek olmayan bir “normal” mi? Kitlesel bir tepkiye yol açması gereken bir felaket mi? Ne bu?
Nerede durduğumuza, hangi bakış açısıyla izlediğimize göre hepsi doğru değil mi?
Anne gözüyle ve bir Türk kadını bakış açısı ile bu yaşananlar isyan ve çaresizlik, öfke ve hüzün, gayret ve içe kapanmanın tümü. Kaosun, geleceksizliğin, gayretin, ayağa kalkmanın, umudun, acının tamamı. Koruma içgüdüsü ile köprüleri yakmak arasındaki ince bağ. İnsanın kendi çığlığının içine akması gibi. Gözyaşlarının kana dönmesi gibi. İçinde sönmemesine uğraştığın minik kor gibi.
Çocuklarıma bakıyorum uykularında, gözlerim yanıyor. Gülüşlerine sarılıyorum, içim sızlıyor. Ellerini seviyorum, aklım gidiyor. Bir gayret ayağa kalkıp, öylece, tüm gücümle koşasım var. Haykırarak, böğürerek ağlayasım var. Elime geçeni parçalayasım, sonra da toprağa çöküp kalakalasım var.
Dünyanın en uzak köyüne gidip, çocuklarımla ağaç dikesim var. Sadece buna gücüm var artık sanırım, sadece o tohumu toprağa gömmeye. Tüm acılarla bir umudu yeniden yeşertmeye…
Ülkemde kadın olmak, anne olmak, insan olmak bana bunu hissettiriyor şimdilerde, sadece bunu…
Reblogged this on İntihar Süsü Verilmiş Hikâyeler.
BeğenBeğen
off off ne diyebilirim ki…
BeğenBeğen
Söz bazen bitiveriyor değil mi?
BeğenBeğen
ne desem bilemedim…
BeğenBeğen
Değil mi? İnsan bir noktada tıkanıyor. Teşekkürler yorumunuz için.
BeğenBeğen
Kelimelerim tükendi bir anda…
Hepimizin buna çok ihtiyacı var sanırım 😦
“sadece o tohumu toprağa gömmeye. Tüm acılarla bir umudu yeniden yeşertmeye…”
BeğenLiked by 1 kişi