Olan bitene seyirci olmayı bile ruhumuz kaldırmazken, yaşananlar tüm acı gerçekliği ile yaşayanları vuruyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor, hatta artık ülkemizde kavuruyor. Şehitler, evinde kim vurduya gidenler, hapishanelerde çaresiz hıncıyla bekleyenler, adaletin zerresini göremeyenler, çığlıkları karanlık boşluklarda yutulanlar.
Eğitim çarkından çocuklarını korumaya çabalayanlar, eve ekmek götürebilmek için (ekmek diyorum bak, karın tokluğu diyorum) gece gündüz çalışanlar ve dahi onu bile bulamayanlar, beyaz yaka sömürüsünden nasibini alıp, kendini sistemin çarkından kurtaramayan ve kafasını kuma gömmenin ağırlığı ile ruhu bitenler… Bunlar nispeten dayanılabilir durumda olanlar, yazık değil mi?
Şiddetin içinde çaresizce canını ve yavrusunu korumaya çabalayan kadınlar… karşısındakinin gidecek yeri yok diye elini korkak alıştırmayan, ağzındaki köpüklerle kana susayanlar…
En fenası, içimi en çok kavuranı, ruhumu lime lime edeni, beynimi kanatanı ise çocuklar. Nasıl bir zulümdür bu? Aklı, vicdanı, mantığı olan hangi insan evladı kıyabilir bir çocuğa? Nasıl? Hangi hakla? Dokunduğunuz çocuğu siz zaten öldürürüyorken, sizi koruyanlar ölen yavrunun ruhunu kara hançerle bir kez daha deşiyor. Yetmiyor toplumun ortak vicdanını kanatıyor, ruhunu karartıyor. Her bir lafınız içimizdeki acıya biraz daha öfke ekliyor, korkumuzu giderek cesarete çeviriyor.
Biz anneler, babalar… Vicdanı olanlar… İnsanlığa inancını çocukların gözlerinde hala görebilenler… Madem birlik olamıyoruz. “Dur” diyemiyoruz. Çığlığımız klavyenin ötesine ulaşamıyor. Elimiz ermiyor dahasına…
O zaman kendi başımıza ayağa kalkalım. Bir annenin çağrısına kulak verelim. Anlatalım. Susmayalım. Sosyal medyada estirdiğimiz fırtınanın rüzgarını, çevremizde yanan ruhlara bir nefes gibi üfleyelim. Eminim her insanın, en çok da anne ve babaların yapabileceği bir şey vardır kendi çevresinde. Duyarsız kalmayalım. Unutmayın büyük yangınlar da bir minik kıvılcımla başladı.
Diliyorum ki, eğitim ve din kisvesi altında olmasının daha da mide bulandırdığı son tecavüz dehşeti ve sonrasında reddedilen çocuk istismarı için komisyon kurulması önergesi bu kıvılcım olsun.
Bu konu resmen içimi acıtıyor hele ki baştan şikayetçi olan anne babaların para karşılığı davalarını geri çektiğini öğrendikçe içim içime sığmıyor yalan haberdir demek istiyorum. Bu kadar zormu iyi insan olmak yada bu kadar zormu çocukların sadece mutlu olduğu bir dünya yaratmay çalışmak
BeğenBeğen
Aslında elimizden gelen bir şeyler mutlaka vardır. İş ki gayretle minik bir adım atabilmek. Bir insanın hayatına dokunmak. Birine iyi hissettirmek. Bir minicik yardım, bazen çığ olur büyür ya. Yoksa bu karanlığın içinde hiç ışık kalmamış sanki. En azından herkes kendi çevresini aydınlatmak için çaba göstermeli. Yoksa yutacak bu karanlık hepimizi korkarım.
Teşekkürler yorumunuz için. sevgiyle…
BeğenBeğen