Parklar

Bir büyük şehirde yaşamanın anne-baba hayatına kattığı en önemli şeylerden biri de park mevzusu. Şehrin içinde yaşamak kirlenmiş havanın müsebbibi araçların arasında kendine bir nefeslik yer bulabilmek demek. Çocuk oluncaya kadar pek de umursanmayan bu gerçek, minik bir bebeğin aldığı nefes söz konusu olduğunda epey önem kazanıyor. Bu gerçek, kızım henüz bebekken, akşam onu hava almaya çıkardığımız yol kenarında bana bir balyoz gibi inmişti misal.

Yüksek binaların arasındaki park kılıklı, iki ağaç ve bir salıncaktan oluşan yerler zavallı bir teselli. Yine de iyi ki varlar.

Çocuklardan sonra İstanbul’daki parkların pek çoğunu keşfettik. Hemen her hafta sonu yeşile koştuk. Bu sayede parkların kalabalık olduğu zamanları, çocuklara en uygun alanları, giderken nelere dikkat etmek gerektiğini gibi konuları az çok deneyimledik.

Geçtiğimiz hafta sonu da, baharın gelmesi şerefine cumartesi 6 saat, pazar 6 saat olmak üzere yeşil sezonunu açtık. Hoş, kar-kış dinlemeden hemen her fırsatta zaten yeşilin koynundaydık ya !

İstanbul’un Avrupa yakasındaki bazı parklar hakkında bizim deneyimlerimizi toparlamak istedim:

Maçka Parkı

Avrupa yakası için güzel bir alternatif. Ulaşımı da rahat. Geniş bir park. Piknik yapabilir veya içindeki berbat kafeden bir şeyler de alabilirsiniz. 2 farklı çocuk oyun alanı var. Çocuklarsa en çok bu oyun alanlarında değil, jimnastik aletlerinde ve ağaçların üzerinde oynuyorlar. Bu konuda şu yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Top peşinde koşturmak, saklambaç oynamak, çimenlerde yuvarlanmak serbest. Tuvalet parkın altında, paralı (artık hemen her yerde olduğu gibi).

maçka

20160408_191102

Haftasonları epey kalabalık olmakla beraber, haftaiçi iş çıkışı gayet güzel. Köpek gezdiren çok insan var. Köpeklerden hoşlanmıyorsanız sorun olabilir. Çocuk parklarının dışındaki alanlarda gitar çalan, sakince sohbet eden insanlar görmek mümkün. Ama çocuğunuz varsa kalabalığın göbeğinde, çocuk sesleri içinde huzuru yakalamaya çabalayacaksınız, çare yok. Bence çocuk hengamesi gayet hoş. Son zamanlarda bu şahane parkın bitirilmeye çalışılması da ayrıca ciddi bir hüsran…

20160409_171453

Ardından bir mini bir teleferik turu, Akaretler’deki Şairler Parkı ve Beşiktaş’taki deniz müzesi (haftasonu 6’ya kadar açık) günü bitirmek için güzel alternatifler.

deniz_muzesi4

Belgrad Ormanı

Mangal yakmaktan hoşlanıyorsanız ya şehrin dışında bahçeli bir eviniz olacak, ya da Belgrad Ormanı’nın yolunu tutacaksınız. Deniz kenarlarındaki çayırların üzeri pek hoş olmuyor, sizce de öyle değil mi 😉

Belgrad Ormanı nefis bir alan. Kocaman bir kere. Buna rağmen eğer girişteki ilk alanlarda kalmaya karar verirseniz, burnunuzdan gelir pikniğiniz, benden söylemesi. İlerleyin, aracınızı korkak alıştırmayın. Kömürcü Bendi’ne kadar gidin. Eğer sabahsa orada konaklayın, epey bir süre sakince vakit geçirirsiniz. Çocuklar için de ahşaptan güzel oyun alanları var, her ne kadar ağaç dalları ve mini dere daha çok oyun yaratsa da!

“Masa ve tuvalet elzem değil, biraz doğaya karışalım” havasındaysanız, daha da ileriye gidin ve doğanın koynunda bir mangal ateşi yakın. Yazın kuru sıcağında bile burası hafif serinliği ile sizi kendinize getirecektir. Aman ateşi usturuplu söndürmeyi ve çöpleri toplamayı unutmayın, sonra arkanızdan gelenler anmasınlar sizi 🙂 Araç girişi 12 tl.

20160410_145627
Çeşme yanıltmasın, su yok.

Yıldız Parkı

Uzun uzun piknik yapabilir, patikalarda yürüyüş yapabilir, sincap kovalayabilirsiniz. Ama çocuğu gözünüzden ayırmayın, arabalar parkın içinde cirit atıyor olabilir. Ayrıca çöpler konusu sıkıntılı. Açıkçası ben pek önermiyorum bu güzelim parkı. İnsan eliyle, harika doğayı çocuğa düşman hale getirmişler bana kalırsa. Her ne kadar içinde Malta ve Çadır Köşkleri ile Porselen Müzesi varsa bile!

yildiz_parki.jpg

Emirgan Parkı

Bahar dönemlerinde, hele de hafif yağışlı, serin bir havada tadına doyulmayan bir park. Kaykay, bisiklet, paten için de çok uygun. Çocuklar için epey yüksek bir tırmanma alanı var. Üstelik altı da kum 🙂 Bir de elbette bir dolu plastik oyun alanı. Sonra sahilde bir mini yürüyüş de yapabilirsiniz.

Öte yandan çok sevdiğim, çocuklarla harika vakit geçirdiğimiz bu park, lale zamanı yaklaşılmaması gereken yerlerden. Çılgın kalabalıktan uzak kalmanın imkanı yok. Lale seviyorsanız, gidin Göztepe Parkı’nda görün laleleri, Emirgan bize kalsın 🙂 Pazar günlerini de tercih etmenizi önermem, piknik olayı biraz abartılıyor kanımca burada. 

emirgan-parki-2013-52.jpg

Abbasağa Parkı

Minik bir park. Ama epey sevimli. Ahalisi güzel. Köpeği bol. Vaktiniz azsa, biraz uğrayıp yeşilde yuvarlanıp, yola devam edebilirsiniz. Çocuklar da mini bir mahalle parkının tadını almış olurlar.

abbas

Ihlamur Kasrı

Favori mekanlardan. İçindeki av köşkü de, asırlık ağaçlar da, mini patikası da, sessizliği de huzur veren bir yer. Nedense minik olması, içinde çocuklar için düzenlenmiş oyun alanı olmaması bana çok cazip geliyor. Çok keyifli bir mekan. Özellikle bahar dönemlerinde işinizi Beşiktaş tarafına düşürüp, bi uğrayın derim.

30-Ihlamur-Kasri-6

Gülhane Parkı’nı, Kapalıçarşı’yı, Sultanahmet’i, Rönepark’ı, Galata Kulesi’ni, Karaköy’ü, Bebek Sahili ve Parkı’nı, Kilyos’u, Arkeoloji Müzesi’ni ve bahçesini, Baltalimanı’ndaki Japon Bahçesi’ni ve sahilini, Sabancı Müzesi’nin bahçesini, Bomontiada’yı…. unutmamak gerek.

Çıkın evlerden, bahar geldi. Kendinizi en yakın yeşile atın, basın toprağa, sarılın ağaca… Çocuklar nasıl da mutlu oluyorlar biliyorsunuz değil mi? Elbette siz de 🙂

Parklar” için bir yanıt

  1. Evet park bahçe vakti geldi. Ankara’ da da kaçabildiğimiz bir kaç güzel yeşil alan var. Sabırsızlanıyorum yaz akşamlarına kavuşmak için 🙂

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s