Bir anda gitmeye karar verip, pılıyı pırtıyı toplamak her ne kadar cazip ve kolay olsa da; yavaş yavaş gelişen bir sürecin de kendince avantajları var. Hem ruhu hem de eşyaları hazırlamak için yeterli sürenin olması mesela.
Planımızdan haberdar olan bazı arkadaşlar, “daha gitmediniz mi siz?” diye soruyorlar. Moral bozucu bir yanı var bu sorunun. Sanki söyleyip söyleyip yapamamış gibi hissediyor insan. Oysa çocuklarla yaşam şeklini tam anlamı ile değiştirmek çok da kolay bir süreç değil. Belli bir standardı oluşturmuş olmak gerekli. Bir miktar para ve üzerinde bol bol konuşulmuş, kurgulanmış hayaller ve planlar gibi.
Sürecin tam da bu aşamasındayız. Bir işi halledip kenara koyup, sıradakine geçemiyor insan. Bir yandan para pul işlerini halletmeye çalışırken, bir yandan da çocukların heyecanını körükleyip, beklentilerini gerçeğe yakın bir düzeyde tutmaya çalışıyoruz.
Evimizi kiraladık. Boyandı. İstanbul’daki evimizi kiraya verdik. Kontrat tamam. Eşyaları ayrıştırmaya başladım. Götürmeyeceklerimi ayırıp, verilecek yerlere gönderiyorum. Kitaplar kolilerde. Arkadaşlarla veda geceleri düzenliyoruz. Sanırım en zevkli kısımlardan biri bu. Tahminimden daha ciddiye alınıyor bizim taşınma işi Biz sanki tatile gidiyoruz havasındaydık oysa. Çocuklar gün sayıyorlar. Onlar hala tatil havasında. Ama bir yandan da geri dönmeyeceğimizin bilincinde, kendilerince vedalaşıyorlar etrafla. Jimnastik öğretmenleri ile vedalaştılar örneğin. Onu yazın gelmesi için davet ettiler.
Eminim yetişmeyen şeyler olacak. Ama amaç zamanı farklı bir hıza getirmek değil mi biraz da. Yavaş, sakin, huzurlu, telaşsız bir yaşam.
Bu arkadaşlar gıcık oluyorlar bazen biraz. Bize de iki yıl geçmiş olmasına rağmen hala her konuşmada “pişman mısınız” diye sorarlar. Sanki öyle bir beklenti varmış gibi…
BeğenLiked by 1 kişi
Şu an İstanbul’dan kaçmak için bir çıkış yolu arayan, cesaretini toplamaya çalışan bir dolu arkadaşım var. Bizim bu göçümüz onlara da ilgiyle izleyecekleri bir laboratuvar ortamı sağlıyor sanırım 🙂 Bu sebeple “pişman mısın” sorusu ile, cesaret edememenin bir destekleyici olarak “evet” cevabını bekleyen de olacaktır içlerinde eminim. Bu açıdan düşününce de hak vermemek mümkün değil aslında ! Bardağın dolu tarafını görmeyi ve o bardağa istediğini, istediği kadar doldurmayı göze alamayanlar olacak. Ve doğrusu kendi adıma pişmanlıklarımın yaptıklarım yüzünden olmasını her zaman tercih edeceğim 🙂
BeğenLiked by 1 kişi