Bir an olur durur dünya… Kaçırmayın o anları. Elinizden geleni ardınıza koymayın ve o anın keyfini sürün.
Bazen gezginlerin güncelerini okuyorum. (“Gezgin” ismi artık benim için çok özel, harika, çok tatlı, son derece önemli ve hayatımın içinde bir isim bu arada) 🙂 Bir yerlere gidiyorlar, o anı hayatlarının içine dahil ediyorlar ve işin garibi bize de yaşatıyorlar. Aklımda bir gün doğumu var. Uzak doğuda bir coğrafya. Avusturalyalı bir gezgin. Sabahın bir köründeki o muhteşem gündoğumuna yetişebilmek için, kaldığı o garip hosteldeki yatağından gecenin bir köründe kalkıp, saatler sürecek bir yolculuğa başlıyor. Kah motosiklet, kah yaya bir dağın tepesine ulaşıyor. Ve bir avuç insanın gerçekten gözleri ile ve içinde benim ve çocuklarımın da olduğu bir güruh sanal insanın da ekranla şahit olduğu “an”da gün doğumuna şahit oluyor. İşte o anlardayım ben. İnsanın doğanın en şahane, en muhteşem bir anına şahitlik ettiği, gördüğü, hissettiği o “an”larda.
Bazen çocuklarımın kahkahasında buluyorum o anı. Bazen kocamın bana kalabalıklarda gizlice yolladığı bir bakışta, bazen duru bir denizde yüzerken, gökte gördüğüm o bembeyaz kuşun uçuşundaki zerafette, bazen fırından buram buram yükselen o kurabiyenin kokusunda buluyorum… O “an” yakalıyor beni ve ben kayboluyorum o “an”ın içinde gülümseyerek…. O gezginin güneşi doğurduğu gibi, kendi ömrümü bir kez daha doğuruyorum o “an”larda…
Hiç bitmesin ruhunuzun özlemi dilerim… Yakalanan “an”larda…
O an lar bitmesin sevgili anne ne güzel dedin yine.
BeğenLiked by 1 kişi
🙂
BeğenLiked by 1 kişi