Bu Gidiş, Gidiş Değil

Blog yazmaya başladığım 2008 senesinde takip ettiğim 4 anne vardı. Hepsinin çocuğu kızımla yaşıt. Annelik ve ebeveyn olmakla ilgili yazar, çocukların büyümelerini takip ederdik. Üçü bıraktılar bir süre sonra yazmayı ama sosyal medya sayesinde hep haberdar olduk onlardan da. O dönem hepimiz de beyaz yaka çalışan kadınlardık. 

Devran döndü sonra. Bir dönem üçü çalışmıyordu, çocuklarıyla ilgileniyorlardi. Sonra ikimiz 2. çocuğu yaptık, diğerleri tek çocuk yeter dediler. An itibariyle ikisi kendi işini yapıyor, ikisi hâlâ beyaz yaka, ben emekliyim çok şükür…Sadece 8 sene sonra, çocuklarını daha iyi yetiştirmek için okuyan, araştıran, düşünen, çabalayan ve ülkenin durumunu bundan ayrı tutmayan, endişelenen, takip eden bu 5 annenin üçü yurtdışına yerleşti. Dünyanın bambaşka ülkelerinde yaşama kararı aldı bu yurtsever anneler… Zaten kalan ikimiz de Ege’de nefes alabileceğimize karar vermiştik.

İnsanın demokratik ve modern, sistemi oturmuş ve eğitim oranı yüksek, kaliteli bir kültür sanat geleneği oturmuş coğrafyada yaşamak istemesi ne kadar anlaşılır bir istek değil mi? Gidenlere hak vermekle beraber, o noktaya ülkeyi taşıyacak beyinlerin göçüne içim yanıyor. Aslında ne kadar insanî ve naif istekler. Heyhat, yol uzun ve çetrefilli kalanlar için. Enseyi karartmamak, umudu körüklemek gerek… En azından ilk etapta #hayir ‘i elden bırakmayalim. Hayırlı cumalar ahali 😊

Bu Gidiş, Gidiş Değil’ için 7 yanıt

  1. HAYIRlı cumalar arkadaşım.
    Keşke elime gitmek fırsatı geçse diyenlerdenim ben. Sevdiğim memleketten soğuttular. Bence gitmelerde de HAYIR var. Ülkeye dağdan gelenler, bağcıdan daha değerli artık.

    Liked by 1 kişi

  2. Gitmek de zor, kalmak da… Aslında tuhaf bir arada kalma durumu bu. Hepimiz için aynı endişe. Özellikle de yeni nesiller için, çocuklarımız için, geleceğimiz için… Elden neler gidiyor, neler kaybediyoruz, ve ne kadarını bilebiliyoruz. Uykuda mıyız, kabus mu bu dediğim çok oluyor. Gitmenin de kalmanın da ağır koşulları var, ama bu ülke bizim, vatanımız, canımız, her şeyimiz… Sihirli mucizevi bir şeyler olsa keşke diyorum… Sevgili, Büyük Ata’mızı hiç bu kadar özlememiştim, hiç bu kadar adını anmamıştım. Huzur içinde yat diyorum ama ben huzur içinde olmayınca, acaba Ata’m huzur içinde yatar mı… İçim acıyor. Psikolojisi de, felsefesi de, ahlak anlayışı da, toptan delirmiş görünüyor topluma bakınca… Bu sabah komşumda sabah kahvesindeydim, bir yanda da televizyon açık, evin yaşlı büyüğü seyrediyor… hayatımda ben bu kadar çirkinleşen insan yüzleri sesleri konuşmaları görmedim diyebilirim… televizyonda bunlar mı yaşanıyordu, sabah programında, sosyal içerikli bir canlı yayın programında… O kadar tepki gösterdim ki o an, televizyonu kapatmak zorunda kaldılar.

    Güzel işler olsun, iyi insanlar olsun, güzel paylaşımlar olsun, iyi ve örnek ilişkiler olsun, tatlı diller olsun, güzel düşünceler olsun…

    hayallerim ve ben… içim acıyor.

    Ama umutsuz değilim… ama ülkemi terk etmiyorum buradayım. Güçlü bir inancım var, ve inanıyorum ki bu dibe vuruşun bir de yükselişi olacak, olacaktır… Tarihte de böyle olmuş…

    Teşekkür ederim, güzel günlere, barışa ve huzura, sevgilerimle, nia

    Liked by 1 kişi

    1. Nasıl içten dile getirmissiniz duygularınızı, teşekkür ederim bunun için. Ben de umudu kaybetmemek taraftarıyım. Ancak çocuklarımızın yaşama ihtimali olan olaylar beni ürkütüyor bir yandan da. Bir başka ülke ihtimalini eledik en başından kendi adımiza ama, gelecekte onların yaşamasını istediğim ülke burası değil ne yazık ki. Bunu içim acıyarak itiraf ediyorum, fakat gerçek bu. İyi düşünürsek iyi olur mu acaba?

      Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s