Kendimi 42 yaşında emekli edip, bence Ege’nin en şahane kasabasına yerleştiğimde ruhumda özgürlük ve başıboşluk, kalbimde pır pır umut, zihnimde türlü çeşit planlar ve aklımın bir köşesinde de etraftan çığlık çığlık yükselen’orda sıkılırsın yahu’ feryatları vardı. Gün be gün ekliyoruz zamana ve henüz bizde en ufak sıkılma emaresi belirmedi. Merak eden varsa hani 😉
En çok ne yapıyoruz diye bir düşündüm de; sanırım en çok gülümsüyoruz 😊
Bol bol çay, kahve, bira, şarap içiyor; yemek ve ot tarifleri deniyor, yoğurt mayalıyoruz. Şaka değil, her hafta neredeyse 10 kilo sütü sarıp sarmalıyorum 😂 2 ayda 12 kitap okumuşum. Sayfaya vursan, boyumu aşar hani 😝 Çocuklarla oyun oynamayı öğrendim. İtiraf edeyim önceden bu konuda pek iyi değildim. Giderek gelişiyor bu yönüm. Artık sıkılmadan 2-3 saat oynayabiliyorum. Çok daha az televizyon seyrediyor, daha çok müzik dinliyorum.
Uzaklara bakmayı yeniden keşfediyorum. Kafamı kaldırıp denize, dağlara, gökyüzüne bakmayı öğreniyorum yeniden. Çiçeklerin renklerini, toprağın dokusunu, soğuğun anlamını, sıcağın nefesini hissediyorum taa içimde. Ellerim hep suyun içinde, daha kuru, daha yıpranmış ama biliyorum çok daha mutlular. Henüz dilediklerince üretemiyorlar ama, yakındır. Çocuklar 3 öğün evde yemek yiyorlar. Acelesiz, sohbetli, gülüşlü, lezzetli. Laf aramızda yemek yapmayı da fırsat bu fırsat öğreniyorum yavaştan. Bu konuda gidecek epey bir yolum var 😥😂
Yepyeni insanlarla tanıştık. Vakitsizlikten mi, mekansizliktan mi bilemiyorum ama öncesindeki kısıtlı, kısır çevremizin daha fazla ayırdına varıyorum. Bambaşka hayatları kanlı canlı görmek, onlara dokunmak, muhabbeti koyultmak bana da farklı ufuklar açıyor, zenginleştiriyor.
En çok çocukların her şeyinden haberdar olmak, yaşamlarının içinde tam anlamıyla ebeveyn olarak bulunabilmek, onları dinlerken zamanı umursamamak, ihtiyaçları olduğunda koşulsuz yanlarında bulunabilmek, sakin ve tamamen onlarla olabilmek şahane. Bir tek bu bile yeter aslında insanın canının sıkılmamasina…
Güzellikler bunlar elbet. Fenalıklar ya da olumsuzluklar da var. Güllük gülistanlik da değil o kadar, aman ha! Onlar da başka sefere dile gelsin artık 😊
Rüya gibi… Şehir ömrümüzden neler çalıyor… Fazla anlatma herkesler tası tarağı toplayıp oralara gidecek, sonra orası da bir şehir olacak 🙂 Teşekkürler sevgili Anne, en güzeli ne biliyor musun, çocuklarınla ilgili söylediklerin, bu harika bir şey. Tanrı nazarlardan korusun ve hep öyle doğal ve huzurlu kalsın yaşadığınız yer.. Sevgiler, nia
BeğenLiked by 2 people
Teşekkürler sevgili Nia 😊 Aman gelmesin daha fazla insan. Biz burada olanlarla kendi kendimize yaşayıp gidelim. Kalabalıklar yordu beni artık… Sevgilerimle
BeğenLiked by 2 people
Daha az sinirleniyorum. Günlük yaşamın içinde sıklıkla karşılaşılabilecek aksilikleri daha ‘normal’ algılıyorum. İki kaşımın ortasında belirmiş kendini-koruma-çizgisiyle, sinir topu şeklinde dolaşmıyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
O çizginin en derininden bir tane benim iki kaşımın ortasında, hem de gayet derin olarak bulunuyor. Ha artık bana kalırsa da işlevsiz ama, unutmayayim diye geçmişi her aynaya baktığımda göz kırpar bana kendisi 😂
BeğenLiked by 1 kişi
İdolümsün Ayşen.
Sevgiler
BeğenLiked by 1 kişi
Ah bir tatlı gülümseme geldi kondu yüzüme ki sorma 😍😘
BeğenBeğen