Gidenler çoğalıyor. Gün geçmesin ki bir tanıdık sosyal medyadan veda yazısı yayınlanmasın. Üstelik yorumlarda ‘biz de bugün, yarın yolcuyuz’ diyenler de cabası. Nereye bu gidişat?!
Biz de göçtük bir anlamda. Fakat ülkenin bizce daha güzel bir yerine sadece. Oysa işi, gücü yerinde, gayet eğitimli ve üretken çağında binler, onbinler sınırları aşıyor bir yandan. Kalanlarla birlik olduğumuzda kurtulacak mı memleket acaba? Kalanlar elini taşın altına sokacak mı, buna muktedir olabilecekler mi? Bilinmez sorulardan bir kaçı daha…
Gidenler mutlu olabilecekler mi diye düşünmek saçma. Ülke ve kalanlar adına endişelenseler, gittikleri yerde daha düşük standartlarla yaşasalar da, günlük hayatlarındaki gündem ve çocukları adına endişeleri farklılaşacak. Gittikleri ülkenin genel gelişmişlik standardında paylarına düşen, bizdeki yüksek standarttan görece iyi olacak. Üstüne, psikolojik sıkışmışlık baskısı olmayacak. Öteki olmakla, göç hüznü ile açıklanamaz bir zaman dilimindeyiz tarihin. Çünkü sınırları iletişim sayesinde aştık ve ülkede zaten ‘öteki’ hisseden binler bu göçenler. O halde, gayet mantıklı değil mi gidenlerin fazlalığı…
Peki içimdeki bu öfke, zaman zaman nükseden geç kalmışlık duygusu, çocuklar adına bastırmaya çalıştığım umut yoksunluğu ne olacak? Kendimi ilmek ilmek dokuduğum, yüzümde gülücükler açtıran, bu günlük hayatımın, içinde olmaktan büyük keyif aldığım hayallerimin ortasında avutmaya mı çalışıyorum acaba? Umut diye sarıldığım bu yürüyüşler, okuduğum yazılar, dinlediğim aydınlar yetecek mi güneşli yarınların inşasına?
Yoksa çocuklarımın gözlerinde, kitaplarımın, çiçeklerimin, sakinliğimin ortasında kandırıyor muyum kendimi?
Ah bu iç çekişler…
Ülkelerin yerleri mi değişiyor acaba diyeceğim, değil.. ülkeler duruyor yerinde, vatandaşlar yer değiştiriyor. Türkiye’ye göçen Suriyelilerin sayısını okuyordum sabah gazetede, üzerine senin yazın gelince ister istemez böyle düşündüm. Tamam hiç komik değil biliyorum 😦
BeğenLiked by 1 kişi
Gülelim ağlanacak halimize aslında. İyinin iyisi, beterin beteri var her zaman… Zor zamanlar bunlar. Hariri’nin Sapiens’ini okuyorum bu aralar. Dünya algım değişti… 😊
BeğenLiked by 1 kişi
Hmmm.. Kitabı tavsiye etmez misin o zaman? 🙂 Ben de bolca birinci dünya savaşı çalışıyorum son günlerde. Pierre Loti makaleleriyle paralel olarak başka dünyalarda yaşıyorum. Benim algılar da kaydı yani.
BeğenLiked by 1 kişi
Kitabı, devam kitabı olan (okumadım henüz ama meraktayım) Deus’u, öncesinde bulabilirsen Jared Diamond’un Tüfek, Mikrop ve Çelik ile Çöküş kitaplarını pek hararetle tavsiye ederim. İnsanlığın varoluşuna dair en geniş çerçeveden okumalar 😊😉
BeğenLiked by 1 kişi
Piki 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Bitirdiğinizde ara vermeden Homo Deus’u okumanızı tavsiye ederim. Hariri geçmişin röntgenini çektiği Sapiens’ten sonra geleceğe yönelik çok çarpıcı ve sıra dışı tahminlerde bulunuyor…
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler öneri için. Sırada o var 👍
BeğenBeğen
😦 bir sürü şey yazabilirim ama yazamadım….
BeğenLiked by 1 kişi
Yazın, yazın ki paylaşalım… İçimize ata ata olmayacak belli ki….
BeğenBeğen