Bir Ege Kasabası Hayali

Büyükşehirde yaşayan pek çok insanın hâyâlidir bir Ege kasabasına taşınmak. Genelde emekliliğe saklanan, hayaline sığınılan, içki masalarında ‘ne olacak bu memleketin hâli’ meselesine alternatif, filmlerde, şarkılarda yaşanan… Ne güzeldir de, hâyâldir sonuçta. Gerçekleşmesi umut edilir ama pek plan da yapılmaz üzerine. Kolay değil tabii bu devirde. Ne ekonomik sürdürülebilirlik, ne geç ya da erken farketmez, herhangi bir emeklilik, ne de bünyeye sızmış, üstüne ruhu tarumar eylemiş büyükşehir temposu izin verir zaten böylesi bir hayalin gerçekliğine.

Tam da böyleydi düşüncelerimiz bir zamanlar. Sonra hayal ettik, inandık, güvendik, planladık ve yaklaşık 2 senedir Ege’nin bir güzel kasabasında, yıllardır gelip gidip iç geçirdiğimiz gönlümüzdeki yuvamızda, Ayvalık’tayız.

Kasaba deyip geçmemek gerek. İçinde yaşayan ayrı, gelip geçen ayrı, uğrayıp kalan apayrı hisseder kasabayı. Sahiplenir herkes kendine göre. Kasaba hayatı bambaşkadır. Biri diğerini, bazısı hiçbirini, kimi ötekini anlamaz ama bakarsın herkes anlaşıverir birbiriyle. Miniciktir ama tüm evrene yeter derecede kocamandır. Konu komşu tanır birbirini atadan itibaren. O sebepten kolay giremez ortama, dışarıdan gelen. Genelde hep dışardan gelen olarak kalır ve o haliyle ortama alınır 🙌

Pazarı en cazip çekim merkezidir genelde. Market raflarından ve müzik eşliğinde alışveriş arabası ittirmekten, insan sesinin coşkusu ve ardında tıngır mıngır sürüklediğin pazar arabasına geçiştir bunun özü. Kokular, renkler ve çeşitlilik esasında mutluluk ve şükürdür aynı zamanda.

Sonra boş vakitler silsilesidir kasaba. Koşturmadan yapılan, fakat durmaya hiç olanak tanımayan işler gürûhu. Öyle ya, bir kahve içmek kolay iş midir denize karşı? Ya reçel yapmak için çilek seçmek? Bir ağacı budamak veya sütlaç yapmak? Bunlar insanın tüm zamanını alabilecek, son derece mühim mevzular!😊

Çocuklar içinse bambaşka bir şey. İstanbul’un ebeveyn iş saatlerine göre ayarlanmış okul zamanlamaları vardır. Eve gelince de tüm ahalinin yorgun ve birbirini özlemiş halleri ile kendilerince başa çıkmaya çalışma çabası. Kaçırılan güzel zamanlar silsilesi yani. Sonra çocuklar sabah sakin kahvaltı etmeyi, öğle yemeğine eve gelip gitmeyi, akşamüzeri bol vakitte bahçede oynamayı, denizde yüzmeyi, yürüyüşe çıkmayı, öylece durup sıkılmayı keşfeder kasabanın sakin okullu hayatında.

Büyükşehrin sizden aldığı zamana biçeceğiniz karşılık, aldığınız ücretler, çıktığınız tatiller, kıyafetler, restoranlar olmasın dilerim. Günlük hayatın ufak heyecanları vazgeçilmeye değer mi diye düşünün. Sonra yapabileceğiniz fedakarlıklar ve vazgeçebilir sahiplikler gelsin masaya. Baktınız oluyor, hiç vakit kaybetmeyin hayal edip, plan yapmaya…😉

Bir Ege Kasabası Hayali’ için 2 yanıt

  1. Sizin de iki yıl olmuş mu?? Vay be..
    Arkadaşım, şu an cebimde beş kuruş yok ama kendimi öyle zengin hissediyorum ki… Ne büyük lükse sahibiz. Az şey mi öğle yemeğine eve gelebilmek?
    Huzurumuz daim olsun ❤

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s