Yetenekli Çocuğun Dramı

Alice Miller psikoloji dünyasında çok bilinen, 80’lere kadar mesleğini fiilen yapmış, sonrasına kendini yazmaya adamış ödüllü bir psikanalist ve yazar. Şimdiye kadar Türkçe’ye çevrilen 4 kitabından ikisini, Hayat Yolları’nı ve Yetenekli Çocuğun Dramı’nı okudum. Güncellenen son kitap olarak Yetenekli Çocuğun Dramı daha fazla kendinden söz ettirse de ben Hayat Yolları’nı daha çok sevmiştim.

Alice Miller, meslek yaşamı içinde Freud ekolünün iyi bir temsilcisi ve savunucusu noktasından, tamamen çocuğa odaklı bir noktaya gelmiştir. Her iki kitabı da bu anlamda net bir duruş sergiliyor. Çocukluk, özellikle de ilk yaşlar yetişkin hayatın barındırdığı tüm duygu, davranış, iyi veya kötü çalkantıların tümünden sorumludur çıkarımına giden bir söylemi, danışanlarının hikâyeleri ve çıkarımları ile destekleyerek vurguluyor.

Beni ikna ettiği, içime dokunduğu, bir anda ciddi bir uyanış sağladığı yanları oldu kitapların. Bazı cümlelerin içinde kayboldum. Çocukluğuma ve sonra kendi çocuklarımın hayatlarına derin bir yolculuk yapmama sebep oldu. Bazı noktalar netleşti hayatımda.

Öte yandan herşeyin, ama neredeyse herşeyin, bu döneme bağlanması, dahası bu dönemde yaşananların hiçbir koşulda yardımsız ve tramva öncesi hatırlanamıyor olması beni soluksuz bırakan bir çıkarım oldu. İlk çocukluk döneminde anne ve babanın koşulsuz kabulü sebebiyle onlardan gelen tüm davranışların ve duygu aktarımlarının sorgusuz içselleştirilmesi, sorunlu duygu ve davranışın farkına varamamaya sebep olur söylemi mesela… Sadece bu nedenle kitapları okuduğum için üzüldüm desem pek yalan olmaz. Ben bu insanı umutsuz bırakan söylemleri sevmiyorum.

Kitap olarak okuması, hem içsel yolculuk kesintilerine sebep olması (ki aslında nefis bir durum bu), hem de açıklamaların bir noktada hep aynı çıkarıma hizmet etmesi sebebiyle biraz zor diyebilirim.

Kendinizle ve ailenizle ufak da olsa bir derdiniz varsa, dahası çocuk yetiştiren biri iseniz bence okuyun. Pek çok ebeveyn kitabından yeğdir.

“kişinin çocukluğunda oyuna kendini kaptırarak bir şeyi elde etme hevesi içinde ve tamamen kendisi ile baş başayken bir görevi yerine getirmek için çağrılması ve ‘doğru dürüst’ bir şeyle uğraşmaya zorlanması, dolayısıyla yaratıcı bir biçimde kurmaya çalıştığı çocukluk dünyasının başkaları tarafından bu yoldan darmadağın edilmesi yetişkinlikte hazırlanan bir ortamda ana hatları ile hep yeniden sahneye konmaktadır.” sf 69.

“Çocuklarımızın onlara acı verdiğimizi kavrayıp bunu dile getirebilmesi ve böyle yaparak bizr hatalarımızı ve ihmallerimizi görüp özür dilememiz için fırsat vermesi büyük bir şanstır. Bu özür dilenince, çocuklarımız şiddet uygulayan gücün, ayrımcılığın ve aşağılamanın kuşaktan kuşağa aktarılan zincirinden kurtulabilir. Erken yaştaki çaresizliklerini ve bunun doğurduğu öfkeyi bilinçli olarak yaşayabildikten sonra kendilerini çaresizlik anlarında güç kullanarak savunmalarına gerek kalmaz. ” sf 93.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s