“Ne zamandır buralara uğramaz oldun” dedi. “Bak daha parlak, daha sıcak, daha büyüğüm bir süredir” dedi. ‘Sadece ışık değil, umut, güzel hisler, sıcaklık, yeri gelir şifa ve güzellik de veririm hem” dedi. “Biliyorum beni özlediğini, yerimin farklı ve özel olduğunu; bekliyordum doğrusu” dedi.
Sabah uykunun en kuytu derininde dürtüp uyandırmış gibi, ayağa kalkıp koşarak pencereye gidivermem gibi, henüz gelmediğini görüp karşısındaki koltuğa yerleşivermem gibi garip olaylar ve ardından beni sıcacık bir gülümseme, huzur ve şaşkınlığa bırakan turuncusuyla selamlayan güneşin doğuşu gerçekleşti. Bana seyirci olmak, keyfini sürmek, düşündürdükleri ile hissettirdiklerini harmanlayıp, yazıya dökmek kaldı. Batarken ayrı, doğarken ayrı güzel bu biricik meret be…