Sarı… Uyumlu bir sarı… Biraz kışkırtıcı ama daha çok sakin, dingin. Ruha uyan, sarıp sarmalayan. İçinde minik renkler… Sıcacık bir kahvenin rengi, karanfil kırmızısı, gecenin laciverti, suyun kadife siyahı ve bir güvercin kanadındaki saf beyaz.
Evinin içinde insan renklerin, kokuların, aileyle yenen yemeğin, dostlarla tokuşturulan kadehlerin, çocuklarla kahkaha atılan zamanların, uzun bir yolculuğa çıkarken duyan heyecanın, o uzun yoldan sonra eve gelişte duyulan huzurun ve uzun uğraşlar sonucu gelen başarmanın zaferini hissetmeli. Ve bu dört duvar bir bina olmak zorunda bile değil.
O kıpırtıyı yüreğimizde hissettiğiniz an bulunduğunuz yer ve o duyguu veren insandır sizin yuvanız.
Dünya denen kabukta yuvalarınız bol olsun…
Bir minik öneri; kendinize has ritüelleriniz, onları beraber gerçekleştirdiğiniz insanlarınız, kitaplarınız ve müziğiniz olsun. İnsan yuvasını önce yüreğinde kurar çünkü.
Zafer Bayramı’mız şenlikli ve geçmişin mucizesini yâd etmeli olsun. Kutlu, mutlu, şanlı bayramlar…