Bırakıvermek

Önce kendileri geldiler. Baktılar ortama. Uygun bulmasalar gideceklerdi besbelli. Neyini sevdiler bilmem, ama yadırgamadıkları kesindi. Zira bohçalarını öyle sereserpe yayıvermezlerdi ortaya. Alı al, moru mor; kırmızı kadife, yeşil fistan. Ortalık doldu gelenlerin getirdikleri ile.

Önce biz hep burada olanlar yadırgadık elbette. Onlar sevmiş görünse de, biz kararsız kalmayı yeğledik. Tarttık gözlerimizle epeyce. Suratlarımız yeterince belli ediyordu zaten konuk sevmeyişimizi. Mimikler de cabası.

Çerçi çarşısı yine de aldı boyadı gözlerimizi. Ruhumuz nicedir böylesine hasret, kana kana içti renkleri. Çaktırmama çabası ağır bassa da, olana çare yoktu neticede. Bıraktık coşkuyu sarması için bizi. Sarmaladı o da hatırı sayılır şekilde, yalan yok!

Sonrası uyanış mı, uyanmaya istekli olanın çırpınışı mı, nefessiz kalan yüreğe kalp masajı mı belli değil.

Kendini bir çocuğun dünyasına bıraktığında olacak bu işte. Bırak ki göresin, yaşamak ne menem bir şey aklını alırcasına, kaygının hatırı kalırcasına, için koşup coşarcasına, aklın yitip yerini kahkaha alırcasına… Bırak yahu, olmaz bişey 😉 Ya da olur da hani alırsın tadını nefes almanın hakkını verircesine 😊

Bırakıvermek’ için 2 yanıt

  1. Bak, boşuna dememişim işte “deli kararı bol olduğu için hayata hep yeni başlayan her dem genç kalan kadın” diye. Çocukların dünyasına sızıp hayata her gün yeniden göz kırpan insan, bir çocuk gibi meraklı, heyecanlı, renkli ve sürprizli, dolayısıyla genç kalmaz mı?

    Çok güzel yazı. Baştan baştan okutuyor kendini. Gözlerine sağlık.

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s