Büyülü Gerçekçilik

Bu aralar yine güneş tutulması, ay kayması, yıldız parlaması ve osu busu şusu dönemindeyiz. Ülkede değişimin ayak seslerinin sustuğu bir zaman dilimi olmadığı için sanırım, kişisel olarak da kıpır kıpır içimiz. Anadolu halkıyız ne de olsa, hareketle bereket alın yazımız bir anlamda.

“Güzel günler göreceğiz” ve “her şey çok güzel olacak” söylemleri içimizden taşan yaşam amacı sanki. Bugünden bahsetmek pek revaçta değil her zamanki gibi. Oysa hep umudu diri tutmak bir yana, yaşamı bu andan başlayarak güzelleştirmek esas amaç olmalı. Zira hedefe giden uzun yol da atılacak o ilk, küçük adımla başlıyor. O adım bugün, şimdi atıldığında ancak yola çıkmış oluyoruz.

O zaman evi mi temizlemeli, yolculuğa mı çıkmalı, duş alırken şarkı söylemeye mi başlamalı, bir kitabın sayfalarını çevirmek, bir STK’ya omuz vermek, bitmeyen eteği dikip giymek, yeni bir tarifi denemek, arkadaşla barışmak, o sunumu hazırlamak, müdürle konuşmak, başka işe başvurmak, eşiyle kanayan yaraya neşter atmak, çocukların ne dediğine kulak asmak, yürümek, bir çiçek dikmek, mektup yazmak, bir film izlemek… Bak yapılacaklar bir yana, yapılabilecekler bile uzun bir liste halinde sırada. Başlamak gerek azizim, yol almayınca varılmıyor vuslata zira…

Güzel günleri beklerken, bu günü güzelleştirmeye çalışanlara da selam olsun o halde. Tam da Gabriel Marquez usta gibi, dünyanın bütün kirini görmesine rağmen içindeki anarşist çocuğun rüyasını her biri muhteşem cümlelerle önümüze seren, büyülü gerçekçiliğin diğer ustası Jose Saramago dünyasını yaşarken; ben tam da öyle yapacağım…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s