Bu benim ananem. 90’larını yaşıyor. Bu yaşlardaki çoğunluk gibi çok zor bir yaşamı olmuş. Yine de pek çoğuna göre şanslı sayılır bence. Dedem çok iyi bir adamdı çünkü. Çocukları da harikadır, ki biri annem, diğerleri teyzelerim ve dayım sonuçta.
Fotoğraf bu sabahtan. Hepimizin gününü bir mâni ile şenlendirmeyi başardı yine.
“Karşı karşı yaptıralım hanları,
Kaldıralım kasaveti, gamları.”
Ailemizin hayattaki en yaşlı kişisi. Dolayısıyla tanıklık ettiği dönemin içine bizim ancak tarih kitaplarında gördüğümüz bazı şeyler de sığıyor. Mucize Atatürk dönemi, darbeler, ah neler neler… Oysa insan bir noktada sadece kendine, kendi ailesine odaklanıyor. Dünyanın döngüsü etkisini, gücünü, anlamını yitiriyor. İnsanın hayatı hafızasını öyle bir kaplıyor ki, başka hiç bir şeye yer bırakmıyor. Büyük resme gerek olmadığına ikna olup rahatlıyor insan belki de, kimbilir.Bilinmez korona günleri bizi karantinadan, bilinmezin ürküttüğü, endişenin sardığı, rutinlere sarılıp, olan biteni anlamaya odaklandığımız ruh hallerine savuruyor. Odağımızı kendi hayatımıza, gerçek ihtiyaçlarımıza, şımarık isteklerimize, haddini aşan beklentilerimize çevirsek ne buluruz orada acaba?
Hele de şu fotoğrafta gülen dünya güzeli biriciğimin hayatını düşünüp, bolluğun kıymetini bilmeden tüketen dünyaya ders korona karantinasında bol bol vakit varken….