Pazartesi

Haftanın başladığı gün, epeydir bana bir şey ifade etmiyor. Okul varken biraz, ama o kadar. Çünkü haftaiçi günleri de tatil formunda yaşıyorum. Sebebi 4 sene evvel aldığımız karar; işi gücü ayarlayıp, çocukları küçük bir yerleşim yerinde büyütmek ve kendi zamanımızın efendisi olabilmek. Bu hayali gerçekleştirebilmek için planlar yaptık, itinayla uyguladık. En önemlisi de hayatın sürprizlerine karamsarlık ve bezginlikle değil, yeni bir fırsat gibi kucak açtık. Uyum sağladık yani koşullara.

Bu sabah 6:30’da kalktım. Erken uyanmak, eğer zorunda değilseniz, büyük bir keyif. 30 dakika daha erken uyanıp, güneşin doğuşunu seyredemediğime hayıflansam da, gökyüzü benden yanaydı. Bulutlar gün doğumunu tekrar yaşattılar sağolsunlar. Güneşi kucaklarına saklamış, ışıklarının dört bir yana süzülmesini sağlamışlardı. Daha ne isterim?!

Pafi ile klasik sabah gezmesini yaptık. Bahçeden domates ve biberleri topladık. Sonra mutfağa girdim. Radyoyu açtım. Dingin ve sessiz, üstelik sabah serini havanın hakkını vermeye karar verdim. Önce kayısı marmelatı, ardından anjelik eriklerinin marmelatı ve taze biber dolmasının içini hazırladım. Yaklaşık 2 saatin sonunda ev ahalisinin sabah mırıltıları gelmeye başladı. Biraz yatak keyfi, biraz kıkırdaşmalar derken, çocukların arkadaşı geldi. Anne ve babası çalıştığı için bazı günler bize eşlik ediyor.

Kahvaltı sonrası 1 saat ders yaptılar birlikte. Sonra da satış kutularını alıp, evin önündeki ağaç gölgesinde kitap, oyuncak, kıyafet satışına başladılar. Kazandıkları paranın büyük bir kısmı Pafi’nin aşıları için. Kalanı da dondurmaya elbette. Kendileri gidip, dondurmalarını aldılar.

Girişimcilik, çözüm üretme, ekip çalışması, amaca yönelik eylem, özgüven kazanma adına iyi bir gündü.Saat sadece 14:00.Gün daha neler getirecek bakalım!

Çalışırken bu kadar verimli geçen günlerimin sayısı sayılıdır. Şimdi emekli hayatımda, daha önce olmadığım kadar üretken, faal ve verimli olduğumu hissediyorum.

Demem o ki; hayaliniz için yola çıkın. Yolculuk keyiftir. Yol size gösterir yönü, dinleyip kucaklamayı deneyin. Yol açık. Değilse de, emin olun açık olan yönü gösterir. Her yolculuk bir adımla başlar. Yolculuğunun ilk adımı bir hayal olan insanlar, şanslıdırlar.

Pandemi ve Çok Önemli Dönemler

Çok önemli zamanlar yaşanırken insan anlayabiliyormuş içinde yaşadığı zamanların ne denli önemli olduğunu demek ki! Öyle ya, hep bir ağızdan dolu dolu bağırmamızın sebebi de bu değil mi? Çağ değişiyor diye yaşıyorduk son 20 yıldır, al işte değişiyor.

100 yıl önce dünya savaşı ve sonrasında yaşanan, şimdilerde idrak edebildiğimiz İspanyol gribi tam da bu değil mi? Devir değişmiş, sonrasında dünya sanata yön veren, çılgınca yaşanan ve üretimin her anlamı ile fezaya ulaştığı altın döneme geçmiş. Yaşanan acılar da zemini pekiştirmiş. Bize de böyle oluyor zaar. Üstelik daha yaygın ve erişilebilir bilgi ve geçmişin kaydı sayesinde yorumlamak daha keskin ve net sonuca ulaştırıyor bizi. Evet devran aynı şekilde dönüyor, dönüyor. Kişisel yaşam serüvenimiz ise bize başka hikâyeler anlatıyor ve bize de yaşarken damıtmak düşüyor sırrını aldığımız nefesin, yaşadığımız çağın.

Benim payıma 40’lı yaşlar düştü. Ah ne şahane zamanlardır onlar! Kendini bilme yolculuğundaki en nefis duraklar. Hele de çocukların dünyasına eşlik edeceğin zamanlarsa! Bak şans diye buna denir işte. Yüzümü güldürenlerden. Bir yandan üst kuşağımın yaşadığı zorluklara at başı eşlik etmek de işin cilvesi olsa gerek.

Çocuklarım yaşları ve yaşadıkları sayesinde olanı biteni kendilerince anlamlandırabilecek zamanda yakalandılar günlerin getirdiğine. Anam babam zorlukların üstesinden gelebilecek, ama tarifi zor acılara şahit ve hedef olarak tutuldular. Ben, anlamaya ve hissetmeye tüm gücümle, desteğe ve eşliğe her bir zerremle katılmaya nazır düştüm göstere göstere gelen çağın değişim rüzgarına. Savrulup duruyoruz diyemem, zira elimizde kürekler, ha babam debeleniyoruz akıntıya. Koyvermenin güzelliği sarmışken etrafı, yüzümüzde maskeler, farkında olmaya kilitlenmiş, nefesimize odaklanmış direniyoruz. Yaşamak ama hakkını vererek, direnmek ama akıntıyla beraber, umut etmek ama zerresini ziyan etmeden acının da, gidiyoruz keramete.

O keramet ki, içinde güzellikler barındırsın diyedir tüm çabamız…

Siz hangi dönemindesiniz pandeminin ve gelen tüm yıldız açıları ile Temmuz ayının?