Üzüm

🍬Şeker gibi demek istiyorum bu muhteşem Kozak üzümlerine. Fakat şeker kelimesinin zihnimdeki yansımaları zehirle eş bir süredir. Dünya ne garip bir noktaya geldi böyle!

💢 Küçüklüğüm Afyon’un bir köyünde geçti. Evin hemen arkasında haşhaş tarlası vardı. Mor ve beyaz çiçekleri olurdu. Nefis bir görüntüdür. Kuruyan haşhaşlar çocuklar için boyanacak ve birer müzik aletine dönüşecek şirin toplardı. Vazoya da harika bir dekorasyon malzemesi olurdu sonra.

🏺Pancar ekilirdi ve şekerine doyum olmazdı. Meralarda otlayan koyunların sütlerinden taş gibi yoğurtlar mayalanır, köyün kocaman ortak odun fırınında pişen patatesli ekşi maya ekmeklerine sürer ve üstüne de o şekerden ekip yerdik. Akşamüzeri herkesin elinde bir dilim olurdu bunlardan. Ne günlerdi! Güzel günlerdi.

🍇 Bu üzümler o zamanlardan çok daha eski zamanlarda Kozak köylerinde yaşayan Rumların asma bağlarından kalan bir kaç kökten geliyor. Sonradan daha fazla mahsul elde etmek ve değişen damak tadına uygun ürün yetiştirmek için Amerikan asmaları ile aşılanmış pek çoğu. Elbette yeniler daha şekerli. Çünkü damaklarımız pancar şekeri değil, mısır şurubu ile algılıyor tadı.

🍇 Oysa yemelere doyulmayan, seyrederken bile insanı mest eden ve isimleriyle bile harika hikayeler anlatan lezzetler bunlar.

Üzüm deyip geçmeyin. İnsanlığın tarihi var her damlasında….