Kampta Çocuk Olmak

Sıcaklarda serinlemek için en tatlı yollardan biri, püfür püfür çam ağaçları altında, denize nazır bir kamp olmalı, değil mi? Kamp ile ilgili bir kaç yazı yazmıştım. Çocuklarla gidecek olanlar için biraz daha tüyo vermek isterim. Çocukların yaşlarına göre değişse de, aşağıdakiler sayesinde biz epey eğlenceli zamanlar geçirdik:

  • Çocuklar resim yapmayı çok seviyorlar malum. Yaşamın hangi evresinde boyamaktan vazgeçiyoruz emin değilim. Kendini ifade etmenin ve rahatlamanın en güzel yollarından biri oysa boyalar. Kalemler, fırçalar, parmak boyaları ve toz boyalarla renkli bir dünya... Hem araba yolculuğu, hem de kamp için yanınıza bol bol almanızı tavsiye ederim. Üstelik sonrasında vücutlarındaki boyalarla denizi de renklendirebilirler. Biraz daha büyüklerse, kamp ateşinin etrafında isim-şehir-hayvan gibi oyunlar da oynayabilirler.

20150825_182333

  • Resim yapmak, çocukların doğa ile ilgili farkındalıklarını da artırıyor. Mesela ağaçların kırmızı, sarı, kahverengi ve pek çok farklı tonda yeşil renkte olabildiğinin ayırdına daha net varıyorlar.
  • Kamp ortamında kitap okumak çok zevkli. Anne ve babanın da okuyor olması, onlar için de gösterge. Kampta neler yapılacağını görerek ve deneyimleyerek öğreniyorlar. Kitap okumak da bence olmazsa olmazlardan. Çocuklara kitap okumak, masal anlatmak, hikayeler uydurmak için daha güzel bir ortam düşünebiliyor musunuz? Aslında bu ev ortamı için de geçerli, fakat kampta alınan tat bambaşka.

DSCN5862 (1)

  • Ateş yakmak başlı başına bir olay. Çalı çırpı, kozalak ve odun toplanması, ateşin yakılması, beslenmesi, üzerinde bir şeyler pişirilmesi ve sonrasında söndürülmesi… Çocukların en çok sevdikleri, ilgilerini en çok çeken ve en uzun süre vakit geçirebildikleri kamp olayı. Güvenliklerini sağlayın ve onları bundan mahrum etmeyin. Asa Lind’in Kumkurdu serisinde ateşle ilgili bir bölüm vardır. Ateşin masumluğunu ve tehlikesini sahilde yakılan bir minik kamp ateşi üzerinden öyle güzel anlatır ki! Eğer hala tanışmadıysanız, bu muhteşem seriyi keşfetmenizi tavsiye ederim.

20160514_191949

  • Kova ve kürek çok işe yarıyor. Eğer kumsal yanındaysanız, kumlarla oynayabilirler. Eğer ormanlık bir alandaysanız taş, yaprak ve toprak taşıyabilirler. Ateşi söndürmek için su getirebilirler. Etraftaki köpek ve kuşlara su verebilirler. Domatesleri yıkayabilirler.

20160514_114746

  • Etrafta bir keşif gezisi güzel oluyor. Bunu öylesine değil de, başlı başına bir olay olarak kurgulayınca, çocukların daha çok ilgisini çekiyor. Ağaçların neler olduğu, hangisine tırmanılabileceği, yaprakların çeşitleri, patika yollar, çiçekler, ağaçların arasından gökyüzünün ne kadarının göründüğü, çeşmenin çadıra kaç adım uzakta olduğu gibi şeylerle oyunlaştırabilirsiniz.

20160521_100850

  • Yemek hazırlamak, hele de işin içinde mangal varsa harika bir aile aktivitesi. Günlük işlerin içine ne kadar dahil olurlarsa o kadar zevk alıyorlar.
  • Çadırda oyun. Evet doğanın içindeyken bir yetişkin olarak tepesi güneşin altında kaynayan bir çadırda olmak pek zevkli olmayabilir. Fakat bir çocuksanız o bir çadır değil, kendinize ait bir gizli alan. Belki bir uzay gemisi, uçak, gemi, korsan adası, mağara, denizaltı veya sadece bir çadır... Bırakın çocuk kahkahaları fırlasın çadırdan 🙂
  • Ojeyi çocuğa yakıştıramasam da, kamp için rengarenk ojeleri yanımızda bulundurmayı seviyorum. Taşları ve midye kabuklarını toplayın, boyayın ve kamp ahalisine harika bir sergi yapın.
  • Hamak güzel bişey, inanın 🙂

20150618_160322

  • Tüm aile saklambaç oynadınız mı hiç kamp alanında? Deneyin. Kahkahalarınıza kayıtsız kalamayıp size katılan bir dolu insan olacaktır.
  • Toprakta karınca yolları açıp, kenarlarına yapraklar koyarak harika bir karınca şehri yapılabiliyor, biliyor musunuz? Üstelik sabah kalkıp karınca ailesinin yaprakların ne kadarını yediklerini kontrol ettiğinizde hayrete düşebilirsiniz.

20160515_104458

  • İlk kampımızdan bu yana her akşam yıldız partisi yapıyoruz. Akşamüzeri gökyüzünde ayı görenler davetli yalnızca bu partiye. Sonra ateşin yanında yatıp, yıldızların partisinde neler olduğunu anlatıyoruz birbirimize. Özellikle kızım bayılıyor buna.

20150824_074454

  • Topladığınız yapraklardan kocaman bir insan, ev, araba, gemi yapabilirsiniz resmi yapabilirsiniz. Yaprakları renk ve şekillerine göre ayırıp, arabanın camlarını, tekerleklerini, direksiyonunu yapın ve içine girip güzel de bir fotoğraf çekin. Rüzgarsız bir anı beklemenizi tavsiye ederim elbette 🙂

20160521_142354

Sizler neler yapıyorsunuz çocuklarla sahilde veya kampta?

İstanbul’da Çocuk – Mart 2016

Mart kapıdan bakıyor. Hava bahar coşkusuna kapılmak üzere. Okulun 2. dönemi ve çocukların kaynayan kanları ile tatlı bir yoğunluk var üzerimizde. İstanbul’da olanlar için doğada arkadaşları ile oyun oynamak dışında, hafasonlarını şenlendirecek birkaç alternatif var aşağıda.

Aksanat

Beyoğlu’nun girişinde nefis bir bina. Biraz erken gidip çocuklarla sergiyi gezmenizi öneririm.

aksanat

Sonra çocuklar dans atölyesine katılıp, keyiflerince coşarken, siz de şirin ve sakin cafesinde oturup, kahvenizi içip, kitabınızı okuyabilirsiniz.

cocuklar-icin-yaratici-dans-dersleri_2665_1

Dansı tercih etmezseniz, dramadan heykele, resimden mozaiğe farklı alternatifleriniz de var. Dans dersi 15 TL, diğer aktiviteler 10 TL.

Dilerseniz saat 11:30’daki 80 Günde Dünya Turu oyununu da izleyebilirsiniz. Oyun bileti 3 TL.akbank-cocuk-tiyatrosu--seksen-gunde-dunya-turu_3535_1

Çıkınca Beyoğlu’nun renkli kaosuna karışıp, Karaköy’e inebilir, güzel bir yemek yer ve Galata Kulesi’nden şehri izleyebilirsiniz.

İşSanat

13 Mart’ta İşSanat’ta Sahne Denilen Büyülü Kutu oyununa gidebilirsiniz. Danslı, şarkılı nefis bir oyun. Levent İş Kuleleri’nde ve biletler 15 TL.

isSanattan-Sahne-Denilen-Buyulu-Kutu-Cocuk-Oyunu

Borusan Contemporary

5 Mart’ta Rumelihisarı’ndaki şahane Perili Köşk’te yeni bir sergi başlıyor. “Güverte Yolculuğu”. Sergiden esinlenerek hazırlanmış eğitim programları esnasında çocuklar hem sergideki eserleri hem de tüm binayı geziyorlar. Ardından her seferinde beni şaşırtan yaratıcılıkta atölyeler yapıyorlar. Fiyatı 20 TL. 2 saat sürüyor ve önceden rezervasyon yapmak gerekli. Bu arada anne ve babalar harika bir manzara eşliğinde çaylarını içebiliyor.

borusan

Ardından Baltalimanı’ndaki Japon Bahçesi‘nde bir gezinti veya sahilde bir yürüyüş güzel olur.

japon-bahcesi-07

Devlet Tiyatroları

Mart ayında çocuklara yönelik 2 oyun var. Çiçeğim Solmasın ve Barış Gezegeni. Her iki oyun da dekor, kostüm ve konu olarak etkileyici ve çocuklar kadar büyüklerin de zevk alabileceği oyunlar.

142441872977248723-b14174236471207400411-b

Şehir Tiyatroları

Mart ayında yine pek çok güzel oyun sahneye koyuyor şehir tiyatroları.  Üstelik çocuk oyunları sadece 4 TL. Pazar günleri saat 12:00’de ve 15:00’te 2 seans olarak ve sahneler arasında dönüşümlü olarak sergileniyor oyunlar.

Biz oyun kaçırmamaya çalışıyoruz. Hatta bazılarını bir kaç kez seyrettik. Yapılacak en güzel aktivitelerden. Son dönem en çok eğlendiğim oyunlardan biri Üzgün Ağaçlar Ülkesi. Epey eğlendik biz de anne ve baba olarak.

kongre
Harbiye gibi büyük salonlarda bileti hemen oyundan önce alabilirsiniz.

tiyatro

Ardından Harbiye Askeri Müze’yi gezip, Maçka Parkı’nda harika bir gün geçirebilirsiniz.

img_25031

XtremAdventures

Maslak’taki Uniq İstanbul içinde harika bir aktivite alanı. Çocuklar dilerlerse ağaçların üzerinini, dilerlerse buz pistini keşfedebilirler. 4 yaş üstü için kanlarını coşturacak, temiz havaya doyacakları nefis bir aktivite. 1 saatlik bir aktivite için 30 TL ödüyorsunuz, fakat hakkını veriyor doğrusu.

uniqulio

Ardından Uniq İstanbul’da karnınızı doyurup, geniş alanında çocukların skooter veya patenle eğlenmelerini izleyebilirsiniz.

uniqul

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

Ataşehir’de bir vaha. Bilenler eminim müdavimi olmuştur. Hele bu mevsimde doğa canlanırken tüm günü geçirebileceğiniz harika bir yer. Pazartesi hariç her gün açık ve giriş ücretsiz.

nezahat

Zorlu Center

Haftasonları çocuk katındaki etkinlikler biraz kalabalık olmakla beraber zevkli. Her hafta düzenli yapılan etkinlikleri, dönemsel ve belli bir konseptle yapılanlara tercih ediyorum. Ahşap boyamadan, magnet yapımına her hafta farklı bir etkinlik var. Tüm etkinlikler ücretsiz.

zorlu

Bu aralar dönemsel aktivitelerde dünyaca ünlü ressamlardan esinlenerek yapılmış “Sanat Çocuklar İçin” aktivitesi var. Açıkçası kitabına aşina olduğumuz Da Vinci etkinliğinden çok hoşlanmadım. Kapasitesinden fazla çocukla ve sıkılmış gözetmenler eşliğinde ezbere yapılan etkinlikler gibi geldi.

zorlu2

Hemen yan taraftaki mini çocuk etkinlikleri veya dışarıdaki gayet kapsamlı çocuk park alanı daha eğlenceli laf aramızda.

zorlu ak

Snow Show – Zorlu Center

6 Mart’a kadar devam edecek bir gösteri. Her ne kadar 8 yaş sınırı varsa da, 5 yaş üzeri çocuklar eğleniyorlar. Gösteri palyaçolar, ışık, ses, balonlar, yağan karlar ve eğlenceli müzikle gerçek bir şölen. Küçük çocuklar için hafta sonu gündüz seansını tercih etmenizi öneririm. Zira 4,5 yaşındaki oğlum ikinci yarıda kucağımda uyuyakaldı akşam olduğu için.

Biletler 85 TL’den başlıyor. Biraz pahalı 😦

zorlusnow

Sabancı Müzesi

Sabancı Müzesi sergilerinin ve çocuklar için ücretsiz eğitim atölyelerinin yanısıra, hem bahçesinde zevkle vakit geçirebileceğiniz, hem de sahilde yürüyüş yapabileceğiniz bir mekan.

Çocuklar eğitmenler eşliğinde sergiyi geziyor ve sonrasında bununla ilgili bir atölyeye katılıyorlar. Atölyeler ücretsiz. Rezervasyon gerekli.

sabancı20150110_154925

sabancı1

İyi eğlenceler…

 

Bir Kamp Masalı

Doğada yapılan kamp ile, otelde yapılan tatil arasında ne çok benzerlik ve fark var, değil mi? Aynı ay içinde, iki çocukla, her ikisini de yaptık. Biraz anlatayım mı ikisini de? Belki çocuklarla tatil için fikir verir size de.

Otel tatili : Uçakla, Antalya’da, aklınıza gelen herşeyin dahil olduğu, binlerce kilometrelik alana yayılmış, bol katlı, gemi şeklinde bir otelde… 4 kişilik çekirdek aile olarak… (şurada detaylı anlatmıştım)

20150601_142107

Uçak ulaşım için rahat bir yöntem. Kısa sürdüğü ve çocukların ilgisini çektiği için, sürekli animasyona ve yorgunluktan kaynaklı mızmızlığa çare bulmaya gerek kalmıyor. Bu nedenle rahat ve kolay.

Otelde herşey hazır. Yemek hazır. Şezlong hazır. Denize girilecek yer, havuzdaki duş, banyodaki şampuanlar… Yataklar hazır, eğlence hazır. Uğraşmadan keyfini sürebilir ve sonra da toplamadan kalkıp gidebilirsiniz. Sürekli etrafı toplayıp duran anne ve babalara iyi geleceği kesin.

Çocuklar için güvenli alanlar. Dilediklerince koştursunlar, suya diledikleri yerden girsinler. Herşey güvenlik düşünülerek yapılandırıldığı için sorun yok.

20150601_135754
Bu uygulama benim ilk defa gördüğüm bir şeydi. Sahilde içinde oyuncaklar olan bir alan oluşturmuşlar. Çocuklar rahat rahat oynadılar gölgede.

“Mini clup” olayı hiç bana göre değil. Bu defa çocuklara da sordum katılmak isteyip istemediklerini, ama hiç cazip gelmedi onlara da. O nedenle bunu anlamlı bir şekilde değerlendiremiyorum. Bana kalırsa çocuklu tatil, çocuklarla yapılır. Onları bir yere teslim ederek değil. Bu yüzden ayrıca anlamsız da buluyorum bu “mini clup” olayını. Sabahları havuzda yapılan aerobik ve akşam eğlenceleri de bana çok saçma geldiği için, yorum yapamayacağım bunlarla ilgili.

3 gün nefis bir tatil oluyor. Yemeklerin ve tatlıların hepsinin de tadına bakılmış, otelin her türlü aktivitesi denenmiş veya görülmüş, her köseşi keşfedilmiş, hiçbir şey yapmak zorunda olmamanın keyfine varılmış olunuyor. Bu anlamda da epey dinlendirici. Fakat 3 günden sonra sıkıcı. Günün her saati, otel alanının her köşesi, her etkinlik, her yemek belli. Farklılık yaratacak bir şey yok. 3 günden sonra otel tatili keyifli olmaktan çok, sıkılan çocukları eğlendirmeye çabaladığınız, bitmesini beklediğiniz bir olaya dönüyor.

Ayrıca nereye bakarsan bak, bir bina ve beton ile karşılaşma durumu beni çok rahatsız ediyor. Gece bile yıldızlar değil, otellerin göz alıcı ışık oyunları eşlik ediyor gökyüzünün manzarasına.

Bizim tatil 3 gün sürdüğü ve beklentimiz tam da otel koşullarına uygun olduğu için, bu tatil çocuklara da bize de eğlendirici ve dinlendirici geldi.

20150601_081447

 

Kamp tatili ; Saroz Körfezi’nde, Gökçetepe Orman Kampı’nda, çadırda, tüm yemekler bizden. İlk gün 4 kişilik çekirdek aile, ikinci gün 3 kişilik bir aile daha ve diğer günlerde 4+1 kişilik bir aile daha hep birlikte…

Kampın keyfi evde başlıyor.

Ne götürmeli? Çaydanlığı aldık mı? Salata için büyük bir kap alalım bu sefer. Aman mandallarla maşayı unutma. Battaniye alsak mı, ne dersin? Bakır cezveyi koydum, kamp ateşinde kahve keyfi yapabileceğiz bu sefer. Araba doldu. Buzluğu çocukların arasında yerleştirirsek tamam bu iş. Bisikletleri çıkardım, yer kalmadı, vs. vs. vs.

Yolculuk eğer Datça, Kaş gibi uzun mesafe değil de; Saroz, Asos gibi nispeten yakın mesafede ise hiç sorun değil. Heyecanlı. Biz ailece araba yolculuklarını seviyoruz. Yolculuğun kendisinin keyif olduğunu anlatmaya çalışıyorum çocuklara doğduklarından bu yana. Sanırım artık yavaş yavaş ayırdına vardılar bunun. Onlar da eğleniyor. Kendilerini eğlendiriyorlar genelde arabada. Bu nedenle ilk yıllardaki animatör yardımcı kaptan rolüme veda ediyor sayılırım. Uzun mesafeler için bol molalar içeren bir yolculuk ve mümkünse gece yolculuğu tavsiye ediyorum.

Kamp alanındaki ilk anlar sudan çıkmış balık formatında olur. Çadıra yer beğenmek, arabayı boşaltmak, eşyaları yerleştirmek, yatakları, örtüleri hazırlamak, komşu çadırlardakileri keşfetmeye çalışmak…

20150618_160404

Sonra bir oh çekilir ve akşam yemeği hazırlanmaya başlanır. İşin keyifli kısmı mangalın yanındaki kamp sandalyesinde oturup, çocukların doğaya uyum hazırlıklarını seyretmekte. Şehirdeki sınırlı görüş alanlarına ciddi bir meydan okumadır bu sınırsızlık hissi.

Ağaçlar uzanır göğe, deniz en uzaktaki dağlara derinlik katar. Yıldızlar çıkana kadar manzara, sadece binbir şekle bürünen bulutlardır gökte. Ve doğayla bütünleşmek için ilk tedirgin dokunuş gerçekleşir toprağa. İşte bu büyülü an, kampın başladığı an’dır. Sessizce eşlik edip, kendini bırakmak gerekir. Saygıyla… Çocuksu bir coşkuyla…

IMG_20150618_154505

İlk gecemizde tüm orman alanında 3 çadır vardı. 20’lerinde bir çift, balığa gelmiş 12-13 yaşlarında bir çocukla babası ve biz. O gece gökte yıldızların yerine kara kara bulutlar, bol yağmur ve onlara eşlik eden çılgın şimşekler vardı. Erkenden çadıra girdik haliyle. Çünkü yağmurdan korunmak için yapabileceğimiz tek şey buydu. Bir de çadır su geçirmesin diye dua etmek! Kamp malzemelerini toparlayabildiğimiz kadar topladık arabaya. Tek aydınlık, şimşeklerin ışığı; tek ses, gök gürültüsüyle karışık yağmurun çadıra vuran sesi ve bizim kıkırdamalarımızdı. Önce biraz endişe ettim, ne yalan söyleyeyim. Ama sonra baktım ki çadır sağlam, başka da çare yok, kocam da dünya rahatı; koyverdim endişenin ucunu. Çocuklarla uyuyana kadar sohbet ettik, güldük, çadırda debelendik durduk. Sonra da sarılıp, dünyanın en güzel uykularından birini çektik, yağmur sesi ve serinliği ile.

Sabah sağlamdık. Fakat arabaya koyamadığımız eşyalar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Oturacak hiç kilim kalmadığına mı, elektrik prizlerinin içine su dolduğuna mı yanalım? Hiç bir şeye üzülmemeye ve maceranın keyfini çıkarmaya karar verdik. Kettle’da kaynattığımız yumurtaları yiyip, denize gittik. Biz artık zor doğa koşullarına karşı birlik olmuş, güçlü bir aileydik 🙂 Bu güvenle pek eğlenceli bir gün geçirdik. Bu sayede insanın içinde bulunduğu koşulların değil, bakış açısının mutluluğu oluşturduğunu bir kez daha görmüş olduk.

IMG_20150620_211306

O akşam kızımın arkadaşı “the best girlfriend” Rengin ve ailesi geldiler. İlk kamptı onlar için. Ben bu kadar uyumlu insanlar görmedim arkadaş. Nasıl bir keyif almak, nasıl bir memnuniyet hayattan, nasıl bir içindeki an’a uyum… Kızlar pısır pısır muhabbette, Ege hayran bakışlarla R.’nin peşinde, adamlar mangal derdinde, biz anneler muhabbette. Böyle arkadaşlarla yapılan kampın keyfi de bir başka oluyor. Kamptaki tüm olumsuz koşullar ve olmayan olanakları gülüp dalgaya vurarak, huzurun ve dinginliğin keyfini çıkardık beraber. Yedik, içtik, sohbet ettik. Durduk öylece. Dinlendi ruhlarımız. O gün hava güzeldi.

20150619_201027

Akşam kızlarla yıldız partisi yaptık. Kamp ateşi yıldızlara ulaşıp, onları ateşledi. Yıldızlar tüm göğü kapladılar en parlak ve en şık ışıkları ile. Kolkola verip, ağaçların dallarının arasında, yakamozların üzerinde dansettiler. Biz yorgunluktan danslarına eşlik edemesek de, seyri bile güzeldi.

O gece bize katılacak diğer arkadaşlarımız, 2 çocuk ve 1 köpekle, navigasyona güvenmeyerek, kendi yollarından kampa ulaşmaya karar verip, uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra, kamp ateşimizin sonuna yetiştiler. Neyse ki kolay kurulan çadır ve bozulmayan moraller bol kahkahalı bir sohbetle bitirmemize izin verdi geceyi.

Sonraki iki gün boyunca el birliği ile hazırlanan yemekler, oynanan oyunlar, derin muhabbetler, kahve keyifleri, deniz coşkusu, hamak serinliği ve huzurla geçti.

4 yaşındaki Ege ile 26 aylık kendine has sağlam karakteri ile dünyaya meydan okuyan Zeynep harika muhabbetler yaptılar:

-Sen yürüyebiliyor musun?

-Evet. Sen?

-Ben de yürüyebiliyorum. Peki yemek yiyebiliyor musun?…..

90 yaşındaki iki ihtiyar da benzer bir muhabbete imza atabilirdi. Ananemin dediği gibi başladığı yere dönüyor insan sonunda. Bizim için iki minik insanın kurduğu muhabbet çok zevkliydi.

Ela ile Rengin dostluklarını pekiştirmekle ve bol bol kıyafet değiştirmekle meşguldüler. Elele tuvalete, denize, yemeğe gidip, hamakta beraber sallandılar. Ojelerle taşları boyayıp, kimbilir hangi en önemli meselelerini tartıştılar.

10 yaşındaki abimiz Demir, hem kızları oynatmakla, hem Paskal’ı ve kamptaki yerleşik köpeklerimiz Şeker ve Bıdık’ı beslemekle uğraştı. Arada fırsat bulunca da Ege’ye yarış oyununun ipuçlarını verdi.

20150621_140515
Oğlanlar oyunda, Passcal uykuda

Biz anneler çocuk yetiştirmekle ilgili kafamızdakileri paylaşırken, bir yandan hayatı, yemekleri, işleri, anneliği, kadınlığı konuştuk. Kadın muhabbeti diye bir şey var ya; işte o kampın paylaşımında ince ince demleniyor. Tavı geliyor. Tadına doyulmuyor.

Adamlar, bizim ve çocukların bu denli keyifli, uyumlu, halinden memnun durumunu taktir edercesine gururla ateş yakıp, ailelerini doyurdular. Çadırları kurup, güvenli bir şekilde barınmamızı sağladılar. Ha bu arada elbette ülkeyi kurtarıp, ekonomiyi düze çıkarıp, bol bol da güldüler.

Şimdi yazarken bile yüzümde bir gülümseme oluştuysa, kamp her ailenin denemesi ve keyfine varması gereken bir tatil şekli. Deneyin… Pişman olmazsınız…

20150618_101303

Cam Ocağı Bahar Şenliği

9 Mayıs cumartesi saat 11-5 arasında Cam Ocağı Bahar Şenliği var.

Orjinal el işlerini görmek, hatta özel indirimlerle almak isterseniz aman ha kaçırmayın. Anneler gününü tüm haftasonuna yayıp, rengarenk camların büyüsünde hayaller kurun.

Çocuklar da cam boncuk yapımı öğrensinler, cam gösterileri izlesinler bu arada. Ücretsiz hem de.

Hem belki sıcak camda top üfleme, füzyon ve cam pano yapma fırsatınız olur.

Kadıköy, Kavacık ve Levent’ten rezervasyonla ücretsiz servis varmış.

Rezervasyon için 0216 433 36 93 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Giriş ücreti 7 TL ve elde edilen gelir üniversite öğrencilerine burs olarak aktarılacak.

Cam Ocağı Vakfı
Köyiçi cad. 72/A Öğümce, Beykoz

Bozkır, Çiçek ve Deniz

Evet yine bahardan bahsedeceğim. Çünkü resmi olarak bu haftasonu bahar başlıyor. Mart ayına gireceğiz ve okulda öğrendiğimize göre ilkbahar artık 🙂 Hava da öyle söylüyor zaten. Gerçi Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır, ama olsun varsın.

Büyük şehrin yüksek binalarından, kalabalık caddelerinden ve arabalarla dolu yollarından sıyrılasım var. Ayvalık’ı özledim. Bozkırı, çiçek tarlalarını.

Bozkırın baharda yavaşça uyanışını özledim. Göz alabildiğine uzun, sessiz, naif, çırılçıplak, derinden oluşunu. İnsana sadeliği verişini. İçinde sakladıklarını. Çabalandığında insana sunduklarını. Sakince uyanışını. Yavaş yavaş minik kır çiçekleri ile donanışını. Gülümseten meltemini. Tek tük ağaçlarını, uzun kavaklarını. Meşe, ceviz, söğüt, elma ağaçlarını. Sarıya çalan yeşilini, rengarenk çiçeklerini. Akşam kızıllığında huzurla uykuya dalışını.

Çiçek tarlalarını özledim. Kendiliğinden müjdeli. Vaad eden, azla yetinen. Umut veren, vakurluğu elden bırakmayan. Hemencecik ve hep olan.

Denizin dalgalanışını özledim. İçindeki cümbüşü. Ayın şavkını koynuna alışını. Huzuruna karışık heyecanını. Uzaklardan da aynı oluşunu, karmakarışık fırtınalardan sonra huzuru buluşunu.