Çocuk ve Sanat

20150905_155508

Çocukların sanatla haşır neşir olmalarını çok önemsiyorum. Okuldan beklentim düşük açıkçası. Her ne kadar okul seçimimizde okulun sanatla ilişkisi etkili olduysa da, 3. yılımızda bu beklentimin okul adına ne yazık ki karşılanmadığını görüyorum. Belki de benim beklentim yüksekti.

Bu durumda ebeveyn olarak biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. İstanbul, “yiğidi öldür, hakkını yeme” misali, bu konuda olanakları çok bir şehir. Özellikle müzelerin atölyeleri ve sergi/fuar gibi olanaklar güzel.

20150905_155359

En son Art International’da Ülker’İn sponsorluğunda düzenlenen sanat atölyesine katıldı çocuklar. Ege de 4 yaşını doldurması ile birlikte daha çok olanağa sahip artık. 4 yaş altındaki çocuklar için bu tarz atölye olanakları yok denecek kadar az maalesef. Bu atölyelerde ne kadar çok sanat eserine maruz kalırlar, ne kadar çok orada, onlarla etkileşim halinde vakit geçirirlerse o kadar iyi. Onları sıkmayacak, ilgilerini çekecek ve eğlenmelerini sağlayacak şekildeki etkinlikler, hem sanata hem de bu tarz organizasyonlara bakış açılarını oluşturacak diye düşünüyorum.

20150905_152636

Borusan Contemporary, İstanbul Modern, İş Sanat, Ak Sanat, Yapı Kredi Kültür gibi pek çok pek çok kurum haftasonları çocuklar için etkinlikler düzenliyor. Mekanlarındaki sergileri gezmek de ayrıca bir bonus oluyor. Bu arada biz ebeveynler de gözlerimizi ve ruhumuzu beslemiş oluyoruz elbette.

20150905_155754

Sonbahar ülkeme karmaşa ile geldi. Ama hala mutlu çocuklar yetiştirmek, daha iyi bir yaşam için çalışmak zorundayız. Ben çocuklarımın karnını olduğu kadar, ruhunu da doyurmayı seçtim. Onları her anlamda beslemek, bu koşullarda yapabileceğim en verimli şey.

Diliyorum ki, sonbahar aynen sanat ve kültür sezonu gibi barış dolu, verimli ve keyifli günler getirsin ülkeme ve dünyaya.


20150905_160642

Daha fazla sanat ve hayalgücü

İstanbul, çocuklar için harika bir hapishane. Aynen büyükler için olduğu gibi. İçinde binbir eğlence, aktivite, eğitim ve dahası var. Fakat bunlara ulaşmak hem fiziksel, hem maddi olarak pek de kolay değil. 18 milyonun üzerinde insan arasından sıyrılmak, trafik ile başetmek, zamanı ayarlamak, üstüne eğer bu işte ciddiyseniz epey para dökmek durumunda olduğunuz aşikar. Buna rağmen şehirdeki güzel olanaklardan yararlanmak için koşulların zorlanması gerektiğine inanıyorum.468(1)

İstanbul Tasarım Merkezi, Eylül başında çocuklar için “5 Gün, 5 Tasarım” isminde bir atölye yapıyor. 8-14 yaş arasındaki çocuklar için, 7-12 Eylül tarihleri arasında, saat 11:00-16:00 arasında yapılacak olan atölyeler 5 farklı eğitmen tarafından, 5 farklı içerikle hazırlanmış.

Yeni eğitim yılı başlamadan çocuklara olabildiğince sanat, hayalgücü, estetik, başka bir bakış açısı verebilmek için bir bakın derim.

469 470 471 472

Anne Olunca Değişen 18 Şey – Pascal Campion

Image result for pascal campion tutorialYetenekli bir sanatçının çizimleri yardımıyla öncesi/sonrası…

1. Anne olunca insan şöyle keyfince, sevdiği bir dizinin birkaç sezonunu ardı ardına izleyemiyor.

Ama her izlediği şeyin keyfine daha çok varıyor.

2. Sinemaya yeni gelen her filmi takip edip, izleyemiyor.

Ama izlediği her film yapılan bir tatlı kaçamak tadında dimağa yerleşiyor.

3. Arkadaşlarıyla akşam planları yapamıyor.

Ama kesinlikle plansız akşamları daha çok eğleniyor.

4. Şöyle sakin, uzun içki seansları yapamıyor.

Ama her yudumun keyfi ve sarhoşluğun hissi bir başka oluyor.

5. Daha yorgun oluyor her daim.

Ama yorgunluğu eskisinden daha çabuk geçiyor. Çocukların bir komik hareketi, o heyecanları, kapıda karşılamaları siliveriyor bedendeki yorgunluğu.

6. Fotoğrafları şöyle bir tasnifleyip, keyfince çerçeveleyemiyor.

Ama duvara asılan ya da telefona kaydedilen resimler gün içinde daha çok gülümsemeye sebep oluyor.

7. Bir gurme edasında sıcak ve sindire sindire yemek yiyemiyor.

Ama bir başkasının yediklerinden doyup, bir de üstüne gururlanıyor.

8. Arkadaşlarından kopuyor zaman zaman.

Ama curcunayla muhabbet ettiği, aynı dili konuştuğu yeni arkadaşlar ediniyor.

9. Yeni açılan ya da trend olan restoranları bilemiyor.

Ama şehrindeki parkların farkına varıyor, doğanın tadını çıkarıyor.

10. Hayal kurmak için fazla vakti olmuyor.

Ama bir anda dimağa yağan anılar mutluluktan gözlerini yaşartıyor.

11. Kuaföre gitmek bir hayal oluyor.

Ama evde dünyanın en yetenekli kuaförünün elinden çıkma bir saça sahip olunabiliyor.

12. Kocayla şenlikli bir kaçamak, sakin ve uzun bir tatil ayarlanamıyor.

Ama çoluk çocuk heyecan içinde tatil için arabaya kurulunca ya da kumsalda miniklerin koşturmacalarını izleyince dinleniveriyor.

13. Sabaha karşı bir barda elinde kadeh dansedemiyor.

Ama günün anlamsız bir saatinde çocuklarla saçma bir şarkıda çılgınca dansederken daha çok eğleniyor.

14. Kendine çok vakit ayıramıyor.

Ama ayırdığı o kısa zamanların daha çok farkına varıyor ve kesinlikle daha verimli zamanlar geçiriyor.

15. Kendini dinlemeye zaman bulamıyor insan.

Ama daha çok içine dönüyor ve çocuklarla beraber kendini de daha iyi tanıyor. Hatta kendi anne ve babasını bile daha iyi tanıyor.

16. Anne olunca insan daha korkak oluyor.

Ama gerektiğinde ne kadar cesur olabileceğine kendisi bile şaşırıyor.

17. Anne olunca harala gürele içinde ne çok kaygılara boğuluyor insan.

Ama ne kadar çok mutlu olduğuna inanamıyor. O hengame çinde bile dinginliğini koruyabiliyor.

18. Şükredecek daha çok şeyi oluyor insanın anne olunca 🙂

Sabancı Müzesi’nde Miro Sergisi

Bir süre önce Sabancı Müzesi’ndeki Miro sergisine gittik çocuklarla. Ela aktiviteye katıldı ki, rezervasyon yaptırmak oldukça zor. Aylar öncesinden organize olmuştuk.

Okulla da gezdikleri için eserlere aşina idiler. Sergiyi gezdiler, sohbet ettiler ve çuval kumaşına harika resimler yaptılar.

20150110_154726Ege ile bu esnada sergiyi gezmeye çalışsak da, insanların “sessiz ol” uyarıları buna olanak tanımadı. Birkaç eser ilgisini çekti. Ancak gelen tepkilerden rahatsız oldu ve içerde durmak istemedi. Oysa gerçekten hoşuna giden eserler hakkında sohbet ediyorduk.Resimlerden hoşlandı ancak heykellerin fazla büyük olması onu biraz ürküttü.

İnsanımızın müzelerde küçük çocuklara karşı anlayışsız olmaları çok canımı sıkıyor. Bu çocukların da sanattan, tarihten nasiplenebilmeleri, zihinlerinde yeni çağrışımlar yapılmasına olanak sağlanabilmesi, beslenmeleri önemli. Ama ülkemizde ne yazık ki hem sanat tüketiminin azlığından şikayet edip, hem de çocuklara karşı müthiş bir sabırsızlık gösteriyoruz. Bu konuda gerçekten muzdaribim. Nasıl sevecek bu çocuklar sanatı, nasıl öğrenecekler müze adabını, nasıl iyi birer sanat izleyicisi olacaklar? Pek çok şeyde olduğu gibi, bu konuda da gösterişten öteye gidemiyor toplumumuz ne yazık ki.

Ege de atölyenin sonlarına dahil oldu ve bir resim çizdi. Günün sonunda ben biraz huzursuz ve kafamda deli sorularla ayrılıyor olsam da, çocuklar gayet mutlu mesut ayrıldılar müzeden.

20150110_154925 Özellikle bahar aylarında çocuklarla Sabancı Müzesi’ne gitmek ve sergi sonrası bahçede vakit geçirmek zevkli. Sonrasında ufak bir de sahil yürüyüşü güzel olur 🙂

Borusan’ın Perili Köşk’ünde Sanat Dolu Bir Gün

İstanbul sadece karmaşanın ve AVM hegamonyasının hakim olduğu bir büyükşehir değil. Aynı zamanda içinde pek çok olanağı barındıran, eğlendiren, zihin açan kocaman bir yer. Eldeki imkanlar çerçevesinde -ki buna zaman da dahil- bu olanaklardan faydalanmak gerek.

Sözkonusu çocuklar olunca internette biraz araştırma yapmak yeterli. Önünüze seç, beğen, al bir dolu alternatif akıyor. Biz de İstanbul’da yaşamanın dezavantajlarını bu şansları değerlendirerek hafifletmeye çalışıyoruz.

Bu mihvalde haftasonları gez babam gez halindeyiz. Havalardan mutevellit henüz açıkhava aktivitelerinde yeterince genişleyemedik. Ama yine de AVM yerine parkları tercih ettiğimiz doğrudur. Sözkonusu çocuklarsa, çamur ve su birikintileri eğlenceli hale dönüşür malum 🙂

Haftasonları Borusan Contemporary‘nin çeşitli yaş gruplarına göre sergi ve etkinlikleri var.

Bina içinde dönemsel olarak farklı sergiler oluyor. Ayrıca binanın kendi içinde barındırdığı sürekli olan eserler de mevcut. Rehberli turlara katılmak ve eserler hakkında detaylı bilgiler alabilmek mümkün. Çocuk atölyelerinin olduğu saatlerde yetişkinler de bu turlara ücretsiz katılabiliyorlar. Normal zamanlarda da 7 yaş altı çocuklar ve yanlarındaki bir yetişkin ücretsiz, veya öğrenci 5 TL, yetişkin 10 TL. Gayet makul ücretler yani.

Binanın manzarası bir yana, içindeki eserlerin yerleştirilme tarzı da çok hoş. Katlar arasında gezerken bir yandan ofisleri görüyor, bir yandan tüm zemine çeşitli şekillerde dağıtılmış eserleri seyredebiliyorsunuz.

Ela yaşı dolayısıyla bu atölyelere katılabiliyor ve çok keyif alıyor. Ege için hala vaktimiz var. Ancak o da ablasını beklerken sergiyi gezerek yararlanıyor.IMG_20150517_102643

Son gittiğimiz sergide ilgisini çeken eserlere takılıp kaldı gezerken. İlgisini en çok çeken eserler;

Universal Everything : Yüce İnananlar, 2011, Görsel-işitsel yerleştirme

Supreme Believers, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na 2013 yılında katıldı. Universal Everything’in Supreme Believers eserinde, yalnız bir figür, yalın ve çimenle kaplı bir yüzeyde yolunu bulmaya çalışmaktadır. Yolculuk, elementlerin mücadele vererek savaştığı bir sonsuzluktan oluşur. Vücut, daha sonra ayrışmaya başlar ve gizemli bir şekilde görünmez fiziksel güçlere teslim olarak, meraklı ve büyülü parçalara ayrışması sonucunda yok olur.

En fazla zaman geçirdiği eser bu oldu. Hakkında uzun uzun sohbet ettik. Büyülendi resmen. İki dans sanatçısı, engellenmeye çalışılmalarına rağmen ileriye doğru gitmeye çabalıyorlar. Her çaba onlardan birşeyelr götürüyor ve sonunda parçalanıyorlar. Ama pes etmiyor ve yeniden başlıyorlar. Ege’nin de tam olarak anladığı bu oldu ve beni şaşırttı doğrusu çocukla modern sanatın ilişkisi.

Jennifer Steinkamp : Mars’a Uçuş, 2010, Video yerleştirmesi

Fly To Mars 9, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na 2010 yılında dahil edildi. Koleksiyonda Steinkamp’ın Daisy Chain (2004) eseri de yer almaktadır. Fly To Mars 9, dört mevsimgeçişlerinde, geçirdiği değişimlerle canlanan bir ağacın bilgisayar animasyonlu projeksiyonudur. Baharda açan rengârenk tomurcuklardan, kışın yapraksız kalan dallara kadar, izleyicilere bir ağacın doğal döngüsünü baştan sona izleme şansı verilmiştir. Aynı zamanda, görüntüdeki ağaç, yer çekiminden kurtularak evrene ulaşmak istercesine, aşağı ve yukarıya doğru yaylanarak hareket etmektedir.

Daniel Rozin : Aynaların Aynası / 2008 , 768 ayna, elektrik sistemi

Beni düşündüren kısım, 17 milyonluk şehirde, 20 kişilik kontenjanın dolmamış olması idi. İnsanlar na’pıyor anlamıyorum gerçekten bazen. IMG_20150517_124609