Göçme Kararı

Burada çeşitli milletlerden insanlarla tanışıyoruz. Bana ilginç gelen bizimki gibi ülkelerden gelenlerin muhabbetinin bir şekilde göçme sebebine gelmesi oluyor. Birbirimizi anlıyoruz. Uzun uzun sohbete gerek kalmıyor. Birkaç cümle özetleyiveriyor olanı biteni. Hatta bazen kendi ülkende olduğundan daha çok anlaşıldığını hissediyorsun. Garip değil mi?

Biz zamanında göçmen olmanın nasıl bir duygu olduğunu deneyimlediğimiz için bu işe çok da sıcak bakmıyorduk. Hatta bileti alana değin gerçekliğine inanmıyordum sanırım. Bu zorlu yolculuğu bizim zamanında yaptığımızı, sıranın çocuklarda olduğunu düşünüyordum. Genç ve hedefleri olan insanlar olarak bu maceranın zorluklarını rahatça göğüsleyebilirler diye umuyordum. Nasıl buraya geldi iş anlamadım ?🤭 Sonunda bu satırları başka bir kıtadan ben yazıyorum, değil mi?

Özetlemek gerekirse çocukların geleceği ile ilgili kaygılarımız ağır bastı. Duramaz olduk. Mutluyduk elbette ama huzurumuzu gündeme teslim ettiğimizi hissettik. Ülkede giderek artan girdabın bizi de dibe çekmeye başladığını gördük. Kendimizce klavye savaşçısı değil, kendi cephemizde ülkeye emek verenlerden olmaya çabaladık. Günün sonunda bir büyük sel gelip, o minik su yollarını önüne katıp süpürüveriyor. İnsanın direnci de işte bazen öyle kırılıveriyor. O kadar da dramatize etmek istemem, sonuçta bu işin içinde biraz macera coşkusu, değişiklik özlemi, çılgınlık sevdası da var elbette.

Bizi destekleyenler, motive edenler olduğu gibi, bize kızanlar, hatta iletişimi kesenler de oldu. Ülkeyi nasıl bırakıp gittiğimizi soranlar, böyle yaparak geleceği kimlere teslim ettiğimizi sessizce sorgulayanlar. Onlara gönüllü emeğimle yaptıklarımı saymak istiyorum. Çabalarımın dipsiz kuyularda bir minik sesten öte etmeyen sonuçlarını anlatmak istiyorum. Sonra da ben sormak istiyorum, peki sen ülkede kalarak ne yapıyorsun? Hangi yaraya merhem oluyorsun? Bahanelere sığınmadan neleri göze alıyorsun? Emeğini, çabanı hangi binaya tuğla yapıyorsun?

Biz ülkeyi terk etmedik. Biz, sınırı olan yaşam süremizin bir bölümünde daha iyi bir yaşam olacağına inandığımız başka bir coğrafyada yaşamayı tercih ettik. Köklerimizin olduğu yer belli, biz dallarımızı daha yükseğe, daha uzağa kaldırdık sadece. Ülkende onaylamadığın ve haketmediğine inandığın şekilde yaşarken bıkbık ederek iyi vatandaş olunmuyor. Bazen insanın kafasını kaldırıp şöyle bir uzaklara bakması da gerekiyor. Zira dünya sandığımızdan büyük, zaman istediğimizden kısa.

Yorum bırakın