Türkiye’de okul mevzusu, eğitimin sürekli alaşağı edilmesi sebebiyle ciddi bir iş. Aman çocuğum okusun da adam olsun dönemi geçeli epey oldu. Eğitimli ve bilinçli aileler, iletişimin kalitesi ve yaygınlığı, materyallerin çeşitliliği arttıkça, şu an varolan okulların içeriği kadar, gerekliliği de sorgulanır oldu. Benim okulsuz eğitimle tanışmam, araştırmam, üzerinde mesai harcamam da bu sebepten. Ülkemizde okulsuz eğitimin hakkıyla olabileceğine ikna olmadım. Bu nedenle çocuklarım gayet okullu 😊 Başka bir yazıda bu konuyu da yazarım belki.
Kızım, koşullar ve deneyimsizliğimizin ‘kurbanı’ oldu diye düşünüyordum. Çünkü okul öncesi 3 yıl okula gitti. 3 yaşında gittiği kreş içimde sızı olarak kaldı. Ancak sonraki İtalyan Koleji’nin (Evrim Okulları) anasınıfı, haftada 18 saat İtalyanca eğitim alması sebebiyle fena değildi. Şu an İtalyanca ile ilişkisi olmamasına rağmen, dili tanıyor ve bir sempatisi oluştu. Bence yeterli. Özellikle 4 yaş öğretmeni, dünya tatlısı Serda ile geçirdiği yıl çok eğlendi. 5 yaş sınıfındaki disiplin ise gereksiz yere sindirdi kızımı. Ekim doğumlu olması dolayısıyla, aslında bir yıl daha ilkokula başlamamayı hakediyordu. Ama bir anlamda mecburen başladı ilkokula. İlk dönem fiziksel olarak zorlandı. 2. sınıfta şehir ve okul değiştirdi. Zor bir başlangıç oldu yani eğitim hayatına. Ama başetti her koşulda ve şu an sanırım eşiği atladı kendi adına. Çok mutluyum bu sebeple.
Kızımdan 2 yaş küçük olan oğlum, bu sene oyun temelli bir devlet anaokulunda başladı okul hayatına. Her gün severek gitti, 3 saat eğlendi diyebilirim. Ağustos doğumlu. İlkokula başlama konusunda düşünceliydik.
Ancak her çocuğu kişiliğine ve içinde bulunduğu koşullara göre değerlendirmek gerekiyor. Bugün oğluma seneye okula başlamayıp, benimle evde vakit geçirmek ister mi diye sordum. Bana okulda öğretilenleri öğrenmek istediğini ve evde olmak istemediğini söyledi. Anaokulunda da sıkılacağını, ilkokula başlamasının en iyi seçenek olduğunu söyledi. Aynen de bu cümlelerle! Kendini bu kadar net ifade edebilmesine çok sevindim. Bu oldukça önemli. Kızımda da, zorlandığı süreçte, bu ifade zenginliği çok işimize yaradı. Yeri gelmişken, çocuklara küçük yaşlardan itibaren ve sürekliliği koruyarak kitap okumanın önemini hatırlatmak isterim. Zira biz yaşayarak bunun ne derece yararlı olduğunu deneyimledik.
Kararımız oğlumu okula başlatmak yönünde sonuç olarak. Ancak…
Bu durumda seneye bana sınıf anneliği, okul aile birliği üyeliği, sosyal faaliyet yoğunluğu, kütüphane ve STK’lar ile sıkı bir iletişim görünüyor. Zevkle 😊😍
Karne, not, okuldaki eğitim anlamındaki başarı hiçbir şey ifade etmiyor bana. Benim kriterlerim şunlar;
Çocuklar okula mutlu gidiyor mu?
Soru sorabiliyorlar mı?
Merak duyguları körükleniyor mu?
Arkadaşlık ilişkisi geliştirebiyorlar mı?
Sorunları kendileri hallediyor mu?
Oyun oynayabiliyorlar mı?
Şimdilik çocukların okulu bunları karşılıyor. Üstelik evde yeterince fazla vakit geçirmelerine de zaman bırakıyor. Farklı sosyal katmanlardan ailelerin çocukları var. Eğitimciler sevecen ve idealist.
Yarın uzun ve eğlenceli bir tatil başlıyor. Tüm çocuklara ve ailelere harika bir tatil diliyorum. Her anınız layıkıyla geçsin 😊
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...