Aslında amacım gerçekten çok önemli, farklı ve büyük olduğuna inandığım bu günleri kayıt altına almaktı. Bu yüzden bloğu güncellemeye devam ediyorum. Ancak bazen hızına yetişemediğim, bazen de içsel hesaplaşmalarımın izin vermediği bir süreçte ancak bu kadar oluyor. Neyse ki sürecin sanat ve edebiyat adına çok verimli olacağı aşikâr.
Süreci herkes koşulları ve varlığı neticesinde farklı yaşıyor. Kimi ekmek yapmak, film izlemek ve kilo almamak üzerine kurdu günlerini. Online alışverişine hız verdi, mekanları mutfakla salon arasında sınırladı. “Kapalı kaldık, kuaföre gidemedik, hele de çocuklar, aman eğitimlerinden geri kaldılar, evin işleri de hep yük ayol” kıvamında yaşıyorlar sanki. Dünyaya ve geleceğe dair öngörü adına düşünmeye hiç gerek duymamak rahat olmalı. Ama en azından bu kesim evde ve kendi hâlinde. Bunlar genelde yaraya merhem olmazdı, çünkü yaraları farklıydı, şimdi de değişen pek bir şey yok sanki.
İnsanları kategorize etmek pek doğru olmasa da, sosyolojik anlamsa toplumları anlamlandırmak için gerekli. Ben yetkin değilim sonuçta bunun için. Ama zaten bu blog da sadece benim kişisel görüşlerimi yansıtıyor. Bu yüzden kategorilere devam.
Diğer grup dünyada olan bitene duyarlı, genelde tuzu kuru cinsinden, eğitimli ama bırak başkasının, kendinin bile yarasına merhem olamayacak kadar topluma uzak. Aksiyon almakta kifayetsiz, ahkâm kesmekte şuursuz ama muazzam. Oldum bittim beni en deli eden gruptur bunlar. İçime sindiremiyorum sanırım imkanın kibre dönüşme durumunu.
Dün akşam plansız (belki de plan buydu, kimbilir), düzensiz bir şekilde açıklanan 2 günlük sokağa çıkma yasağı sonrası sokakları dolduran, alışveriş yapmaya çalışan bir sürü halinde insan görüntüsü kapladı sosyal medyayı. İçlerinde günlük yiyecek alma ihtiyacında olan bir kesim olsa da, ben izdiham yaratacak şekilde, hele de bu kadar yoğunlukla sokağa akın edeceklerini sanmıyorum. Bu adamın benzinlikte işi ne? Araba trafiği yaratmakta rolü ne? Toplumun bu kesimi sadece dün akşam değil, mecburen tüm bu süreçte, üstelik neredeyse korumasız şekilde sokakta. Bu sorun sadece bir akşamın meselesi değil ve bu konu özelinde tartışılması gereken şey de değil. Bu sorunun çözümü, dün akşamki davranışı mazur görmekte veya anlamakta mıdır? Devlet ne iş yapar? Bu insanların ekonomik sorunlarını bu süreçte çözmüş olmalıydı zaten. Bu insanlar kendilerini en azından ekonomik anlamda güvende hissetmeliydi. Olmadı ve kendi hallerine bırakılan insanlar sokağa çıktı diye üzülmek çare değil. Sağlıkla ilgili başka bir sorunu büyüterek, varolan ekonomik soruna katkıda bulundular sadece.
Bence bir kesim de, içinde bulunduğu ülkeye, yönetime ve geleceğe karşı öyle güvensiz ki, bu belirsizlik ve çaresizlik yüzünden sokağa attı kendini. 2 gün diye açıklanan yasak uzayabilir diye düşünenler vardı eminim. Bir de öyle büyük bir güvensizliğin karşısında insan çaresizliğini boşvermişliğe dökmekten başka çıkar yol bulamıyor. Kaosa çok yakınız bu anlamda bence.
Bir diğer kesim de, sosyal dayanışma adına kendini yardımlaşmaya verdi. En çok taktir ettiğim grup bu kendi adıma. Ellerini taşın altına koyanlar, geleceği inşa aşamasında özveri ile çalışanlar.
Başkaları da var elbette. Anlayan, irfan ve sorumluluk sahibi kişiler. Anlatanlar, seslerini duyurmaya çalışanlar. İyi ki varlar.
Bir süre daha evdeyiz. İçindeyken anlamadığımız ama zorluğunu uzaktan içimizde hissettiğimiz günler. Anlamlandırmaya çalışacak yaşıyoruz şimdilik.
Fotoğrafı cok begendim..
Yaraları farklıydı kısmı ne kadar dogru…
Kaos hep var sanki….azalsa umudum var..
BeğenLiked by 1 kişi